YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/15709
KARAR NO : 2021/18977
KARAR TARİHİ : 10.11.2021
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosya kapsamından suç tarihinin, sanığın müştekiye ait banka kartını en son kullandığı tarih olan 11/03/2008 olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
1-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın, tespit edilemeyen zaman diliminde, müştekinin evinden yüzükleri çalması şeklindeki eyleminin suç tarihi itibariyle 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b maddesinde tanımlanan hırsızlık suçunu oluşturduğu, bu suçlar için öngörülen cezaların türü ve üst sınırına göre, aynı Yasa’nın 66/1-e ve 67/4. maddelerine göre hesaplanan 12 yıllık zamanaşımının, suç tarihi olan 11/03/2008 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan, 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davalarının 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE,
2-Sanık hakkında banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının, 15/04/2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişiklikle birlikte infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
a- Sanığın katılana ait kredi kartından 45.000 Norveç kronu karşılığı 10.000 TL civarında harcama yaptığı, tanık …’ın 26/02/2016 tarihli duruşmada, Elazığ’a giderek sanığın babası ile görüştüğünde kendisine 7.000 TL ödediğini, geri kalan parayı ise arabasını satıp göndereceğini söylediğini, bu paranın 1.000 TL’sını yol masrafı olarak kullandığını, 6.000 TL’sını katılana teslim ettiğini, çalınan 4 adet altın yüzüğün iade edilmediğini, sanığın iddia ettiği gibi kendisine ayrıca 1.500 TL ödemediğini, ancak durumu katılana anlattığında, katılanın geri kalan paranın ödenmesine gerek olmadığını ancak yüzüklerinin geri gelmesini istediğini, kalan parayı sigortadan alacağını söylediğinin anlaşılması karşısında, katılandan böyle bir ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ne zaman yapıldığı, soruşturma aşamasında yapılmış ise kısmi iadeye rızası bulunup bulunmadığı da sorulmak suretiyle 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b-18/06/2014 tarihinde kabul edilip 28.06.2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesi gereğince “Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün, hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir.” hükmü gözetilmeden, sanık hakkında yazılı şekilde ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtarına karar verilmesi,
c-11/03/2008 olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında 07/05/2008 olarak gösterilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 10/11/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.