YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/14716
KARAR NO : 2021/14828
KARAR TARİHİ : 22.09.2021
Hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal etme suçlarından suça sürüklenen çocuk …’nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 141, 116/1, 35/2, 31/3 (2 kez) ve 62/1. (2 kez) maddeleri gereğince 10 ay ve 6 ay 20 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair Gaziantep 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/10/2015 tarihli ve 2014/1152 esas, 2015/1294 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 01/04/2021 gün ve 94660652-105-27-5701-2016-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21/04/2021 gün ve 2021/47460 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya aslının diğer sanık yönünden kararın temyiz incelemesi sonrasında bozulmasını müteakip mahkemesince yeni esasa kayıt yapılarak yargılamaya devam ediliyor olması nedeniyle onaylı suret üzerinden yapılan incelemede;
1-Diğer sanık tarafından kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 08/02/2021 tarihli ve 2020/3771 esas, 2021/1608 sayılı kararında da belirtildiği üzere; suça sürüklenen çocuğun müştekinin etrafı duvarla çevrili, bahçe kapısı olan müstakil 3 katlı ikametine ikinci katının olay tarihinde inşaat konumunda olması nedeniyle penceresi takılmamış camından içeri girerek zemin katta merdiven boşluğunda torba içerisinde bulunan kaynak makinesi ve sipiral aletini çaldığı somut olayda; Gaziantep 27. Asliye Mahkemesince yapılan keşif üzerine alınan bilirkişi raporuna göre de; bina veya eklentisi niteliğindeki yerden suça konu malzemelerin çalındığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; sanığın bina veya eklentisi niteliğindeki yerden suça konu aletleri çalması şeklindeki eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 142/1-b maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekirken, suç vasfının belirlenmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde aynı Kanun’un 141/1. maddesi gereğince hüküm kurulması,
2-Dosya kapsamında bulunan adlî sicil kaydına göre, suça sürüklenen çocuğun önceden işlemiş olduğu suçlar nedeniyle hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları verilmesi ve bu kararların da mahkûmiyet hükmü niteliğinde olmaması sebebiyle, suça sürüklenen çocuğun suç tarihi itibari ile hapis cezasına mahkûmiyeti bulunmadığı cihetle, kayden 10/05/1997 doğumlu olup, suçun işlendiği 04/05/2014 tarihinde 18 yaşını ikmâl etmediği anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezalarının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesindeki “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” hükmü uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Suça sürüklenen çocuğun konut dokunulmazlığının ihlali suçunu birden fazla kişi ile birlikte işlediğinin anlaşılması karşısında; suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK’nın 119/1-c maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Kabule göre de; her ne kadar suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçu için, şahsi ve sosyal durumları, suçun işleniş biçimi, suç konusunun önem ve değeri ile cürümlere yatkın, dosyaya yansıyan kişilik özellikleri nazara alınarak öngörülen cezada takdiren hapis cezası tayin edildiği belirtilerek temel ceza olarak 2 yıl hapis cezası belirlenmiş ise de; 5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesinde temel cezanın alt sınırının 1 yıl hapis cezası öngörülmesi nedeniyle suça sürüklenen çocuk hakkında alt sınırdan uzaklaşılarak temel cezanın belirlenmesi suretiyle çelişki yaratılmış olması, hususları da belirlenmiş olup, bu yönlerden de kanun yararına bozma isteminde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 22/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.