Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2021/10759 E. 2023/4336 K. 12.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10759
KARAR NO : 2023/4336
KARAR TARİHİ : 12.09.2023


MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

KARAR SAYISI : 2016/4 E., 2016/314 K.

SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesi uyarınca temyiz edilebilir oldukları karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260/1. maddesi gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi uyarınca temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 07.01.2016 tarihli ve 2016/1063 Esas numaralı iddianamesi ile sanıkların, olay günü saat 04.00 sıralarında binanın yangın kapısından girip önce güvenlik kamera kontrol odasının elektriğini kontrol eden elektrik panosunun kapağını açarak şalteri indirip güvenlik kamera sisteminin çalışmasını engelledikleri, daha sonra muhasebe odasına gidip ellerinde bulundurdukları master anahtar ile odanın kapısını açıp içeride bulunan kilitlenmemiş kasa içerisindeki 35.000 TL parayı alıp poşete koyup oradan ayrılıp gittikleri, bilahare dışarıda parayı paylaştıkları, sanıkların bu eylemleri nedeniyle hırsızlık suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/2-d-h, 143, 53/1, 63. maddeleri gereğince cezalandırılmalarına karar verilmesi istemiyle kamu davası açılmıştır.

2. İstanbul (Kapatılan) 80. Asliye Ceza Mahkemesinin, 20.05.2016 tarihli ve 2016/4 Esas, 2016/314 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında hırsızlık suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 142/2-d-h, 143, 35/1, 168/2, 62, 63. maddeleri uyarınca 3 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına , aynı Kanun’un 53/1. maddesi gereği hak yoksunluklarının uygulanmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanıklar müdafiinin temyiz isteminin, cezayı temyiz ettiklerine,
Katılan vekilinin temyiz isteminin, sanıklar hakkında 5237 sayılı Kanun’un 62. ve 168/2. maddelerinin uygulanmaması gerektiğine, cezanın artması gerektiğine, ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Katılan … Turizm A.Ş. bünyesinde faaliyet gösteren … isimli otelde temizlik elemanı olarak çalışan sanıklar … ve …’nın, maddi durumları iyi olmadığı ve borçlarından dolayı birlikte 02.01.2016 günü, gece vakti saat 04.30 sıralarında muhasebe ofisinin içinde bulunan kasa odasının kapısını haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak suretiyle ve kilit altında bulunan kasa içerisindeki yaklaşık 35.000 TL’yi alarak bölüştürdükleri ve bu suretle müsnet gece vakti, bina içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak suretiyle nitelikli hırsızlık suçunu işledikleri, alınan paranın bir kısmı soruşturma evresinde ve kalan kısmın ise kovuşturma başladıktan ve hüküm verilmezden evvel iade edilerek etkin pişmanlık gösterildiği anlaşıldığından, sanıkların üzerlerine atılı suçu işledikleri Yerel Mahkemece kabul edilmiştir.
V. GEREKÇE
Sanıkların söz konusu otelde temizlik elemanı olarak çalıştıkları, söz konusu muhasebe odasına girerek kasadan tam miktarı tespit edilemeyen parayı çaldıkları sanıkların ikrarı ve kamera görüntüleri ile sabit olduğu anlaşılmıştır.
5237 sayılı Kanun’un 62. maddesi gereği takdiri indirim nedeni uygulama/uygulamama yetkisi Mahkemenin takdirindedir. Ancak bu takdir yetkisi, sınırsız değildir. Mahkemelerin her türlü kararlarında olduğu gibi takdiri indirim nedeninin uygulanmasına veya uygulanmamasına ilişkin kararlar da gerekçeli olmalıdır. Bununla birlikte gösterilen gerekçelerin hak, adalet ve nesafet kuralları ile dava dosyası içeriğine ve ilgili kanun hükümlerine uygunluğunun Yargıtay denetimine tabi olacağında şüphe bulunmamaktadır. Mahkemece, sanıklar hakkında takdiri indirim nedeninin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirildiği ve ” Sanıkların suçunu ikrarı lehlerinde takdiri indirim sebebi kabul edilerek, verilen cezadan 5237 sayılı TCK’nın 62. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek …” şeklindeki yerinde, yeterli ve kanunî gerekçeye istinaden uygulanmasına karar verildiği belirlenmekle, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
Sanık … …, diğer sanığın kendisine 10 bin TL verdiğini, paranın evde olduğunu belirtmesi üzerine sanığın evine gidildiğinde sanığın gösterdiği yerde 10 bin TL’nin soruşturma aşamasında bulunduğu, gene soruşturma aşamasında diğer sanık …’in evinde arama yapıldığı ve evde 10.570 TL paranın bulunduğu, akabinde duruşma aşamasında sanık …’in kalan 13.820 TL’yi ödediği, sanık … …’ın soruşturma aşamasında kısmi ödeme yaptığı, bu sebeple hakkında 5237 sayılı Kanun’un 168/1-4. maddesinin uygulanması gerektiği, sanık …’in de duruşma aşamasında kısmi zararı giderdiği anlaşılmakla aynı Kanun’un 168/2-4. maddesinin uygulanması gerektiği, ancak hırsızlık suçundan oluşan zararın kısmen tazmin edildiği durumlarda kısmi iade nedeniyle sanıklar hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, katılanın bu hususta rızası sorularak sonucuna göre sanıklar hakkında aynı Kanun’un 168. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, katılandan sanıklar hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rızası sorulmadan doğrudan sanıklar hakkında aynı Kanun’un 168/2. maddesinin hatalı olarak uygulanması, hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul (Kapatılan) 80. Asliye Ceza Mahkemesinin, 20.05.2016 tarihli ve 2016/4 Esas, 2016/314 Karar sayılı kararına yönelik sanıklar müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321/1 maddesi gereği Tebliğname’ye aykırı olarak BOZULMASINA, dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.