Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2021/10724 E. 2023/5425 K. 11.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10724
KARAR NO : 2023/5425
KARAR TARİHİ : 11.10.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/104 E., 2016/271 K.

HÜKÜMLER : Mahkûmiyet

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama, bozma

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesi uyarınca temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260/1. maddesi gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi uyarınca temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Temyizin kapsamına göre;
1. … Cumhuriyet Başsavcılığının, 23.01.2015 tarihli ve 2015/88 Esas numaralı iddianamesi ile sanık …’in 19.04.2014 günü şikâyetçi …’ın işyerine muayene için gittiği, bu sırada işyerinin mutfağında bulunan diğer şikâyetçi Sebilay’a ait çanta içerisinden Samsung marka cep telefonu ve … … yüzüğü çaldığı, daha sonra şikâyetçi …’a muayene olduğu ancak ücretini ödemeden aldatmak suretiyle işyerinden ayrıldığı, sanık …’nin kimden, nerede, ne kadara aldığını bildirmediği şikâyetçi Sebilay’a ait telefonu daha sonra … Elektronik adlı işyerine 100,00 TL karşılığında sattığının anlaşıldığı olayda, sanık …’in eylemleri nedeniyle hırsızlık ve dolandırıcılık suçlarından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b, 157/1, 53. maddeleri uyarınca ve sanık …’nin eylemi nedeniyle suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan 5237 sayılı Kanun’un 165/1, 53. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları talebiyle kamu davaları açılmıştır.
2. … 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 16.05.2016 tarihli ve 2015/104 Esas, 2016/271 Karar sayılı kararı ile sanık … hakkında hırsızlık ve dolandırıcılık suçlarından, 5237 sayılı Kanun’un 142/1-b, 62/1, 157/1, 62/1. maddeleri gereğince sırasıyla 1 yıl 8 ay hapis ile 10 ay hapis ve 80,00 TL adli para cezaları ile cezalandırılmasına, her iki suç yönünden aynı Kanun’un 53. maddesi gereği hak yoksunluklarının uygulanmasına ve 58. maddesi uyarınca cezaların mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine; sanık … hakkında suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan aynı Kanun’un 165/1, 62/1. maddeleri uyarınca 5 ay hapis ve 80,00 TL adli para cezaları ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 53. maddesi gereği hak yoksunluklarının uygulanmasına ve 58. maddesi uyarınca cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
O yer Cumhuriyet savcısının temyiz istemi; sanık …’in muayene olduğu diş doktoru olan şikâyetçi …’a muayene ücretini ödemeyip muayene ücretini daha sonra ödeyeceğini söyleyerek iş yerinden ayrılması şeklinde tezahür eden hareketin 5237 sayılı Kanun’un 157. maddesi kapsamında dolandırıcılık suçunun sübutu açısından nitelikli bir yalan olmayıp basit bir yalan olduğu, somut olayda sanığın davranışının belli oranda ağır, yoğun ve ustaca, sergileniş açısından da şikâyetçinin inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte olmadığının kabulü gerekirken yazlı şekilde mahkûmiyet hükmü verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.
Sanık …’in temyiz istemi; delillerin yeterince değerlendirilmediğine, beraatine karar verilmesinin gerektiğine, cezanın hesabında hata yapıldığına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesinin bozma nedeni olduğuna, mahkeme masraflarının hesaplanmasında hata olduğuna ilişkindir.
Sanık …’nin temyiz istemi; suça konu telefonu hatırlayamadığı bir kişiden aldığına, hırsızlık malı olduğunu bilmediğine, telefonun değerinin en fazla 50,00 TL olduğuna, öncelikle kastı olmadığı için beraatine karar verilmesine, aksi halde suça konu eşyanın değeri az olduğundan cezasının düşürülmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Şikâyetçi …’ın … İlçesinde kendisine ait muayenehanesinde diş doktoru olarak çalıştığı, olay günü şikâyetçi Sebilay’ın eşini ziyaret için muayenehaneye geldiği, çantasını işyerinin mutfak bölümüne bıraktığı, sanık …’in 19.04.2014 günü şikâyetçi …’ın muayenehanesine geldiği, muayene sırası beklerken su içme bahanesiyle mutfağa girdiği, şikâyetçi Sebilay’a ait çantadan cep telefonunu ve yüzüğünü aldığı, sonrasında şikâyetçi …’a muayene olduğu, muayene ücretini araçtan alıp geleceğini söyleyerek ücret ödemeden muayenehaneden ayrıldığı ve bir daha geri gelmediği, sanık …’in hileli davranışlarla aldatarak atılı suçu işlediği, daha sonra şikâyetçi Sebilay’a ait cep telefonunu sattığı, sanık …’in üzerine atılı hırsızlık ve dolandırıcılık suçlarını işlediği; diğer sanık …’nin şikâyetçi Sebilay’a ait cep telefonunu kullandığının tespit edildiği, sanığın suça konu telefonu nereden, nasıl, ne zaman ve kimden aldığını hatırlamadığını beyan ettiği, sanığın kendisini suçtan kurtarmaya yönelik beyanına itibar edilmeyerek suç eşyası olduğunu bildiği cep telefonunu satın aldığı kabul edilmekle, sanık …’nin üzerine atılı suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu işlediği, Yerel Mahkemece kabul edilmiştir.
2. Sanıklar … ve … aşamalardaki savunmalarında atılı suçları inkâr etmişlerdir. Şikâyetçiler … ve Sebilay’ın ifadeleri, temyiz dışı sanık A.Y. ve diğer şikâyetçi M.B.’nin ifadeleri ve TİB kayıtları dosyada mevcuttur.
IV. GEREKÇE
A. Sanık … Hakkında Hırsızlık Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Sanığın savunması, şikâyetçi beyanları ve tüm dosya içeriğine göre sanığın üzerine atılı hırsızlık suçunu işlediğine dair Mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı, sanığın kasıtlı suçtan sabıkasının bulunması ve kararda gösterilen gerekçeye göre sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesine ilişkin uygulamada da bir isabetsizlik görülmemiş, sanık hakkında kurulan hükümde bu yönleriyle hukuka aykırılık bulunmamış; yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların, doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiş, kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
B. Sanık … Hakkında Dolandırıcılık Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1. Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için, failin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürerek onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanığın suç tarihinde diş doktoru olan şikâyetçi …’ın muayenehanesine gittiği ve muayene olduğu, şikâyetçinin ücret talebinde bulunması üzerine sanığın üzerinde para olmadığını, araçtan alıp geleceğini söyleyerek işyerinden ayrıldığı ve bir daha gelmediğinin anlaşıldığı olayda, sanık tarafından söylenen yalanın nitelikli olmadığı, sanığın hileli davranışlarda bulunmadığı, dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının gerçekleşmediği gözetilmeden, sanığın atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
Kabule göre de;
2. 02.12.2016 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesi ile uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup, sanığın eylemine uyan 5237 sayılı Kanun’un 157/1. maddesinde düzenlenen suçun uzlaşma kapsamına alındığı nazara alınarak, uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre sanığın hukukî durumunun değerlendirilmesi gerektiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık tespit edilmiştir.
3. Her bir sanığın sarfına neden olduğu yargılama giderinin ayrı ayrı, birlikte sarfına neden oldukları yargılama giderinin payları oranında sanıklara yükletilmesi gerekirken, tüm yargılama giderlerinin sanıklardan alınmasına karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
C. Sanık … Hakkında Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Sanığın, şikâyetçi Sebilay’a ait cep telefonunun çalınmasından iki … sonra anılan telefonu üç … boyunca kullanıp sattığının tespit edilmesi, sanığın savunmasında suça konu telefonu kimden, nereden, ne kadar para ödeyerek aldığına dair herhangi bir açıklamada bulunmaması ve tüm dosya içeriğine göre sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair Mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş, sanık hakkında kurulan hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamış; yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfının doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir. Ancak;
1. 24.10.2019 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesi ile uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup, sanığın eylemine uyan 5237 sayılı Kanun’un 165/1. maddesinde düzenlenen suçun uzlaşma kapsamına alındığı nazara alınarak, uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık tespit edilmiştir.

2. Sanığın adlî sicil kaydında bulunan ve tekerrüre esas alınan … Asliye Ceza Mahkemesinin, 15.05.2014 tarihli ve 2014/246 Esas, 2014/285 Karar sayılı kararının, suç tarihinden sonra 17.06.2014 tarihinde kesinleştiğinin anlaşılması karşısında; 5237 sayılı Kanun’un 58/1. maddesine göre tekerrüre esas teşkil etmediği, ancak sanığın adli sicil kaydında yer … … Sulh Ceza Mahkemesinin 23.11.2011 tarihli, 2011/693 Esas, 2011/840 Karar sayılı, 26.12.2011 tarihinde kesinleşen kasten yaralama suçundan verilen 4.500,00 TL adli para cezasını içeren mahkûmiyet hükmünün tekerrüre esas alınması gerektiğinin gözetilmemesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
3. Her bir sanığın sarfına neden olduğu yargılama giderinin ayrı ayrı, birlikte sarfına neden oldukları yargılama giderinin payları oranında sanıklara yükletilmesi gerekirken, tüm yargılama giderlerinin sanıklardan alınmasına karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
A. Sanık … Hakkında Hırsızlık Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünün (A) bendinde açıklanan nedenle … 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 16.05.2016 tarihli ve 2015/104 Esas, 2016/271 Karar sayılı kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, ONANMASINA,
B. Sanık … Hakkında Dolandırıcılık Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünün (B) bendinde açıklanan nedenlerle … 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 16.05.2016 tarihli ve 2015/104 Esas, 2016/271 Karar sayılı kararına yönelik o yer Cumhuriyet savcısı ve sanığın temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, BOZULMASINA,
C. Sanık … Hakkında Suç Eşyasının Satın Alınması veya Kabul Edilmesi Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünün (C) bendinde açıklanan nedenlerle … 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 16.05.2016 tarihli ve 2015/104 Esas, 2016/271 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.