Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2021/10707 E. 2023/4922 K. 28.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10707
KARAR NO : 2023/4922
KARAR TARİHİ : 28.09.2023


MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/301 E., 2016/758 K.

SUÇLAR : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260/1. maddesi gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi uyarınca temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Temyizin kapsamına göre;
1. Kuşadası Cumhuriyet Başsavcılığının, 06.04.2016 tarihli ve 2016/1116 Esas numaralı iddianamesi ile sanık hakkında, suç tarihinde saat 02.30 sıralarında şikâyetçinin ikametine balkona açılan PVC doğrama sürgülü kapısına zarar vererek açıp hırsızlık amacıyla girdiği, sabah saatlerinde site bekçisinin kendisini görmesi üzerine evden kaçtığı, aynı sitede bir başka evde saklanırken yakalandığının anlaşıldığı olayda, sanığın eylemi nedeniyle hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/2-h, 35, 143, 151/1, 53, 54, 63. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.
2. Kuşadası 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.06.2016 tarihli ve 2016/301 Esas, 2016/758 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından, 5271 sayılı Kanun’un 223/2-e ve 223/2-a. maddeleri uyarınca beraat kararları verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
O yer Cumhuriyet savcısının temyiz istemi; kolluk görevlilerince düzenlenen tutanaklar ve olay yeri inceleme raporundan şikâyetçinin ikametinin balkonuna açılan sürgülü kapısı üzerinde alet izinin bulunduğu ve şikâyetçinin de ifadesinde maddi zararının pek hafif şekilde olduğunu belirttiği nazara alındığında mala zarar verme suçunun yasal unsurlarının oluştuğu halde beraat kararı verilmesi ile olayın gelişiminden sanığın hırsızlık amacıyla şikâyetçiye ait eve girdiği sabit iken sanığın hırsızlığa teşebbüs suçundan mahkûmiyeti yerine beraatine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. İddia, sanığın “olay günü … isminde biri ile tanıştığı, onun götürdüğü evde gece kaldıkları, sabah dışarı çıkıp eve döndükleri, bu esnada bekçi ile karşılaştıkları, …’ın olay yerinden kaçması üzerine kendisinin de korkarak kaçtığı, hırsızlık yapmadığı” şeklindeki aşamalarda değişmeyen savunması, sanık müdafii savunması, şikâyetçinin “evinden bir şey alınmamış olduğu” şeklindeki beyanı, tanık beyanı, olay yeri inceleme tutanakları ile delil niteliğindeki tüm belgeler birlikte değerlendirildiğinde; sanık hakkında hırsızlığa teşebbüs suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın eve gece vakti girdiğinin iddia edildiği, bu hususun sanık tarafından doğrulandığı, tanık beyanından sanık ve yanındaki kişinin sabah vakti eve tekrar girerken görüldüğü, bu hususun da sanık savunması ile uyumlu olduğu, evden bir şey çalınmamış olması, sanığın yanında hırsızlık eşyası bulunamaması, sanığın eve hırsızlık kastı ile değil konaklamak amacıyla girdiği savunması ve hırsızlık kastı olan bir kişinin gece vakti girdiği eve sabah tekrar dönmesinin hayatın olağan akışına aykırı olması karşısında salt evin dağınık olmasının sanıkta hırsızlık kastı olduğuna delil olamayacağı, evde dosya kapsamından daha öncesinde kaldığı anlaşılan kişi tarafından veya sadece o gece kalma sureti ile de evin dağınık hale gelebileceği, sanığın çalacak bir şey bulamadığı için bir şey çalamamıştır şeklinde bir yorumun ise ihtimallere dayalı olup ceza hukukunun kesinlik ilkesi ile bağdaşmaması ve çalacak bir şey bulamayan sanığın eve tekrar girmesinin de hırsızlık kastına uygun düşmemesi karşısında sanığın hırsızlık kastı ile hareket ettiğine dair savunmasının aksini gösterir cezalandırılması için her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil elde edilemediğinden, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeni ile 5237 sayılı Kanun’un 223/2-e maddesi uyarınca sanığın atılı suçtan beraatine karar verilmesinin gerektiği; sanık hakkında mala zarar verme suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, olay yeri tespit tutanaklarında kapıda zorlama izi tespit edildiği, zarar niteliğine ilişkin herhangi bir tespitin yer almadığı, şikâyetçi beyanından da maddi zararın bulunmadığı anlaşılmakla sanığın üzerine atılı mala zarar verme suçunun unsurları oluşmadığından aynı Kanun’un 223/2-a maddesi gereğince beraatine karar verilmesinin gerektiği, Yerel Mahkemece kabul edilmiştir.
2. Sanık aşamalardaki savunmalarında atılı suçları inkâr etmiştir. Şikâyetçinin ve görgü tanığı Z.S.’nin aşamalarda alınan ifadeleri, kolluk görevlilerince düzenlenen 25.01.2016 tarihli Olay ve Yakalama Tutanağı, aynı tarihli Olay Yeri İnceleme Raporu ve olay yeri fotoğraflarına ilişkin CD dosyada mevcuttur.
IV. GEREKÇE
Şikâyetçinin yazlık olarak kullandığı 31 numaralı dubleks evin bulunduğu sitede, oğlu yerine geçici bekçilik yapan tanık Z.S.’nin aşamalarda alınan ifadelerindeki, olay günü sabah saatlerinde sanığı şikâyetçinin evine girerken ve sanığın yanındaki kimlik bilgileri bilinmeyen diğer kişiyi de elinde sepetle dışarıda beklerken gördüğü, sanığın bekçiyi farketmesi üzerine önce evin çatı katına çıkıp daha sonra bitişik diğer evlerin çatılarından geçerek 24 numaralı evin içerisinde saklandığı ve burada iken yakalandığı ve şikâyetçinin evinin bir şey bulunabilmesi amacıyla karıştırılmış halde olduğuna dair beyanları, yakalandığında sanığın üzerinde penseli çok amaçlı çakının bulunması, sanığın savunmalarında olaydan önce açık kimlik bilgilerini vermediği Alara isimli arkadaşını ziyaret etmek için Söke İlçesinden olay yerine geldiği, ancak evi bulamadığı, telefonunun olmadığı, olay gecesi tanıştığı ve açık kimlik ve telefon bilgilerini bildirmediği … isimli kişinin kendisini şikâyetçiye ait eve kalmak için götürdüğü, olay günü saat 02.30 sıralarında eve geldikleri, sabah saatlerinde evden markete gitmek için çıkıp geri geldikleri, daha sonra korktuğu için kaçtığına dair savunması, dosya içerisindeki olay yeri inceleme raporunda, orta katta bulunan iki odanın karıştırılmış ve dağınık olduğu, giriş kattaki salonun kısmen dağınık olduğu, balkona açılan PVC doğrama sürgülü kapı üzerinde alet izinin olduğunun tespit edilmesi ve rapor ekindeki CD incelendiğinde, üst kattaki odalardaki dolap ve çekmece kapaklarının açık olduğu, zemin ve yatak üzerine bir kısım eşyanın atılmış olduğu, bir kısım yatağın yorgan ve çarşaflarının bir köşeden açılıp kaldırılmış olduğunun görülmesi, şikâyetçinin ifadelerinde, evden çalınan bir şey olmadığı, zaten evde değerli bir şey bulunmadığı, evin içinin karıştırılmış olduğu, sürgülü kapının tornavida ile zorlanmak suretiyle açıldığı için maddi zararının pek hafif olduğuna dair beyanları ve tüm dosya kapsamı bir arada nazara alındığında; sanığın savunmasının kendisini suçtan kurtarmaya yönelik olduğu, sanığın üzerine atılı hırsızlığa teşebbüs suçunu işlediğinin sübuta erdiği ve sürgülü kapı üzerinde alet izlerinin bulunması ve şikâyetçinin de ifadesinde hafif şekilde maddi zararının bulunduğu beyan etmesi karşısında mala zarar verme suçunun da yasal unsurlarının oluştuğu gözetilmeden, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, sanığın atılı suçlardan mahkûmiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, Kuşadası 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.06.2016 tarihli ve 2016/301 Esas, 2016/758 Karar sayılı kararına yönelik o yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321/1. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, BOZULMASINA, dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.