Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2021/10696 E. 2023/4626 K. 20.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10696
KARAR NO : 2023/4626
KARAR TARİHİ : 20.09.2023


MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/26 E., 2016/217 K.
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkûmiyet

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305. maddesi uyarınca temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260/1. maddesi gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310. maddesi uyarınca temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317. maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Dikili Cumhuriyet Başsavcılığının, 29.12.2015 tarihli ve 2015/937 Esas numaralı iddianamesi ile sanık hakkında, sanığın, diğer sanıkla birlikte suç tarihinde stabilize yol kenarında katılana ait elektrik kablolarını kesip çalmaya teşebbüs etmesi şeklindeki eylemi nedeniyle hırsızlık suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 37/1, 142/1-e, 35, 53, 58, 63. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.
2. Dikili Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.03.2016 tarihli ve 2016/26 Esas, 2016/217 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında hırsızlık suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 142/1-e, 35, 63. maddeleri uyarınca 1 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 53. maddesi gereği hak yoksunluklarının uygulanmasına ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi; kararı temyiz etme isteğine ilişkindir.
O yer Cumhuriyet savcısının temyiz istemi; 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 142/1-e. maddesindeki yaptırımın alt sınırının 3 yıl hapis cezası olduğu, sanık hakkında teşdiden ceza verildiğinin belirtilmesine karşın 3 yıl hapis cezası tayin edilmesi suretiyle çelişkiye düşülmesi, ayrıca hükmün gerekçesinde alt sınırdan neden uzaklaşıldığının açıklanmamasının usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın, temyiz dışı sanık S.A. ve kimlik bilgileri tespit edilemeyen 3. kişiyle birlikte, suç tarihinde saat 20.00 sıralarında … Mahallesinde bulunan katılana ait … isimli çiftliğin yanına 10…. plaka sayılı araç ile gittikleri, sanıkların stabilize yol kenarında bulunan mülkiyeti katılana ait elektrik kablolarını kesip çalacakları sırada olay yerinde hayvan otlatan görgü tanığı E.Ç.’nin katılana ait çiftlikte çalışan tanık R.Ö.’ye haber vermesi üzerine tanık R.Ö.’nün olay yerine gelerek sanıkların kaçmasına engel olduğu, bu şekilde sanıkların kestikleri kabloları çalamadan yakalanmaları nedeniyle atılı suçun teşebbüs aşamasında kaldığı, Yerel Mahkemece kabul edilmiştir.
2. Sanık aşamalardaki savunmalarında atılı suçu inkâr etmiştir. Katılanın aşamalarda alınan ifadeleri ve görgüye dayalı bilgileri bulunan tanıklar E.Ç. ve R.Ö.’nün ifadeleri dosyada mevcuttur.
IV. GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından sanık müdafiinin ve o yer Cumhuriyet savcısının diğer temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir. Ancak;
1. Sanığın suç tarihinde … Mahallesinde katılanın çiftliğine giden stabilize yolun kenarındaki elektrik direklerindeki telleri keserek çalmaya teşebbüs ettiğinin anlaşıldığı olayda, suça konu elektrik tellerinin elektrik idaresine mi yoksa katılana mı ait olduğunun araştırılması, bu hususta ilgili elektrik idaresine müzekkere yazılarak sorulması, sonucuna göre sanığın eylemin 5237 sayılı Kanun’un 142/1-a maddesi veya aynı Kanun’un 142/1-e. maddesi kapsamında olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
2. Yukarıdaki bentte yazılı şekilde yapılacak araştırma sonucunda, elektrik tellerinin elektrik idaresine ait olduğunun tespiti halinde 5271 sayılı Kanun’un 233 ve 234. maddeleri gereğince ilgili kurumun sanık hakkında açılan davadan usulüne uygun şekilde haberdar edilmesi ve elektrik tellerinin kesilmesi nedeniyle kamu hizmetinin geçici de olsa aksayıp aksamadığının elektrik idaresinden sorulup sonucuna göre sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 142/5. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
3. Sanığın adli sicil kaydında yer alan ve tekerrüre esas alınan Ayvalık 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.02.2014 tarihli, 2013/371 Esas, 2014/83 Karar sayılı ilamına konu mala zarar verme suçundan aldığı mahkûmiyet hükmü tekerrüre esas alınarak, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 58. maddesi uygulanmış ise de; 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Yasa’nın 34.maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253.maddesi ile uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup, aynı Kanun’un 253/3. fıkrasında yer alan “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar” ibaresi madde metninden çıkarılmakla 5237 sayılı Kanun’un 151/1. maddesinde düzenlenen mala zarar verme suçunun da uzlaşma kapsamına alındığı nazara alındığında ve sanığın başkaca tekerrüre esas alınabilecek sabıkası olmadığının anlaşılması karşısında, yapılacak uyarlama yargılaması sonucunda uzlaşmanın sağlanması halinde bu suçun tekerrüre esas alınamayacağı gözetilerek, anılan ilâmın tekerrüre esas olup olmayacağının uyarlama yargılaması neticesine göre değerlendirilmesi gerektiğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık tespit edilmiştir.
4. Kabule göre de;
5237 sayılı Kanun’un 142/1-e. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçu için öngörülen hapis cezasının alt sınırının 3 yıl hapis olduğu, hüküm fıkrasında temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlendiğinin belirtilmesine rağmen, alt sınırdan uzaklaşılmadan 3 yıl hapis olarak temel cezanın belirlenmesi suretiyle çelişki yaratılması ve eksik ceza tayini, hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, Dikili Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.03.2016 tarihli ve 2016/26 Esas, 2016/217 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321/1. maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, BOZULMASINA, dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.