Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2020/5278 E. 2021/5956 K. 22.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/5278
KARAR NO : 2021/5956
KARAR TARİHİ : 22.03.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesinin, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanunu’nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkânsızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin, sanığın yakalama emri üzerine Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 28/05/2015 tarih ve 2015/266 D.iş sayılı dosyasında alınan savunmasında “Ankara Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nu” bilinen en son adresi olarak bildirdiği ve dosyada bilinen tek ve son adresinin Ankara Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu olduğu, sanığın cezaevinden tahliye olurken bildirdiği en son adresin cezaevinden sorularak yukarıda izah edildiği şekilde tebligat yapılması gerekirken yokluğunda verilen kararı içeren gerekçeli kararın tebliği için sanığın MERNİS adresine doğrudan “MERNİS adresi” ibaresi ile çıkarılan ve Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligat işleminin usule aykırı olmasından dolayı, sanığın yokluğunda kurulan hükmü, hükümden sonra vekaletname sunarak temyiz eden sanık müdafiinin 06/01/2016 tarihli temyiz isteminin, öğrenme üzerine süresinde olduğu kabul edilerek ve sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik üst Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin lehe olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Sanığın Adana 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/03/2009 tarih ve 2008/267 E. 2009/348 K. sayılı ilamı ile kasıtlı suçtan mahkumiyetinin TCK’nın 58/1-2-b madde ve fıkraları gereğince tekerrüre esas olması nedeniyle hükmolunan cezanın aynı maddenin 6.fıkrası gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 22/03/2021 gününde oybirliği ile karar verildi.