Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2020/3543 E. 2020/9311 K. 23.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/3543
KARAR NO : 2020/9311
KARAR TARİHİ : 23.09.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1) Şikayetçiler … ve …’ın evinin balkonundan gündüz içeriye girilmesinin ardından …’ın yatak odasında bulunan suça konu ziynet eşyalarının çalınması şeklinde gerçekleşen olayda, şikayetçi …’ın 15.11.2009 tarihinde kollukta, “14.11.2009 tarihinde saat 12:35 sıralarında ikametinden ayrıldığını, aynı gün saat 22:10 sıralarında evine geldiğinde ziynet eşyalarının çalınmış olduğunu” ifade ettiği, şikayetçi …’ın savcılıkta, “sanığın evinde arama sonucu ele geçen pırlanta yüzüğün evinden çalınan ziynet eşyalarından olduğunu” beyan ettiği, sanığın aşamalarda, “ Denizli’de bazı ikametlerden hırsızlık olaylarına karıştığını, evinde arama sonucu ele geçen eşyaların bir kısmının çaldığı malzemeler olduğunu bir kısmının ise kendine ait olduğunu” savunduğu, Ev Arama Yakalama ve El Koyma Tutanağına göre sanığın evinde yapılan arama sonucu şikayetçi …’ye ait yüzüğün ele geçtiği, söz konusu yüzüğün sanığın kendine ait olduğunu savunduğu eşyalar arasında olmadığı anlaşılmakla, sanık …’un eyleminin, suç tarihi itibariyle 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b maddesinde tanımlanan hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sanığın işlediği suçu hatırlamaması nedeniyle kuşkudan uzak, kesin deliller elde edilemediği gerekçesiyle, suçun hukuki nitelendirmesinde yanılgıya düşülerek sanık hakkında TCK’nın 165/1. maddesi uyarınca hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2) Tekerrüre esas alınan Foça Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2006 tarih 2005/31 E 2006/108 K sayılı ilamının kesinleşme tarihinin 05.10.2011 olduğu anlaşılmakla, inceleme konusu suç tarihinden sonra kesinleşen anılan ilamın tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi,
3) 18/06/2014 tarihinde kabul edilip 28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesi gereğince “ Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün, hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir.” hükmü gözetilmeden, sanık hakkında adli para cezasını ödemediği takdirde ödenmeyen para cezasının hapse çevrileceği şeklinde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 23/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.