Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2020/32974 E. 2021/8689 K. 20.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/32974
KARAR NO : 2021/8689
KARAR TARİHİ : 20.04.2021

Hakaret suçundan sanık …’nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1-3-a, 125/4, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 7.080,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Beykoz 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/01/2018 tarihli ve 2017/507 Esas, 2018/77 sayılı kararının istinaf edilmeden kesinleşmesini müteakip, sanık müdafii tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin Beykoz 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/01/2019 tarihli ve 2017/507 esas, 2018/77 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine dair mercii İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/01/2019 tarihli ve 2019/48 değişik iş ve kamu malına zarar verme suçundan sanık …’nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 152/1-a, 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Beykoz 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/01/2018 tarihli ve 2017/507 esas, 2018/77 sayılı kararları aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 19/07/2019 gün ve 8034-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03/08/2019 gün ve 2019/80864 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Hakaret suçundan sanık …’nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1-3-a, 125/4, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 7.080,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Beykoz 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/01/2018 tarihli ve 2017/507 Esas, 2018/77 sayılı kararının istinaf edilmeden kesinleşmesini müteakip, sanık müdafii tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin Beykoz 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/01/2019 tarihli ve 2017/507 Esas, 2018/77 sayılı ek kararınına karşı yapılan itirazın reddine dair mercii İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 29/01/2019 tarihli ve 2019/48 değişik iş;
Kamu malına zarar verme suçundan sanık …’nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 152/1-a, 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Beykoz 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/01/2018 tarihli ve 2017/507 Esas, 2018/77 sayılı kararlarını kapsayan dosya incelendi.
1-Sanık … yönünden yapılan incelemede;
Mahkemesince, sanığın yıkım amacıyla mahalde bulunan…plakalı kepçeye taş ve tuğla atarak kepçenin arka ve ön tamponları ile ön sağ far, sol stop lambası ve sol çamurluk bölgesine zarar verdiği gerekçesiyle kamu malına zarar verme suçundan mahkûmiyetine karar verilmiş ise de; kararda belirtilen…plakalı aracın … isimli sanığa ait olduğu ve kararda bahsedilen zarar tespitinin de dosya arasında mevcut 20/07/2017 tarihli tutanak ile yine aynı araç hakkında yapıldığı, bu itibarla esasen suça konu kepçeye zarar verildiğine ve bu kepçenin kamu malı olduğuna dair her hangi bir tespit ve tutanağın dosya arasında bulunmadığı cihetle, başka bir araca dair yapılan zarar tespitine dayanılarak atılı suçtan sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
2-Sanık … yönünden yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 23/3. maddesinde yer alan, “Yargılamanın yenilenmesi hâlinde önceki yargılamada görev yapan hâkim aynı işte görev alamaz” ve 318/1. maddesinde yer alan, “Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, ilk kararı veren hâkimin olayla ilgili kanaatinin oluştuğu, görüşünün ilk hükümle belirginleştiği, yeniden yargılama aşamasında ya da bu aşamaya götürecek talebin kabule değer olup olmadığına dair vereceği kararda önceki kanaat ve görüşünün etkisi altında kalabileceği, bu nedenle adil yargılama hakkının bir uzantısı olarak olaya tamamen yabancı, farklı bir hâkimin yargılamanın yenilenmesi talebini incelemesi gerektiği cihetle, somut olayda mahkûmiyet hükmünü veren 109471 sicil numaralı hâkim …’un, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin kararı da verdiği gözetilerek, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Sanık … ile ilgili yapılan incelemede; dosya içerisinde bulunan 24/07/2017 tarihli ve 20/07/2017 tarihli “Tutanak” başlıklı tutanakların içeriklerine göre Beykoz Orman İşletme Müdürlüğü ve Beykoz Belediye görevlilerinin yaptığı yıkım işlemi sırasında yıkımda kullanılan kepçeye zarar verildiği yolundaki anlatımlar, buna dair tutanak düzenleyicilerinin beyanları, bu tutanaklar ile tespit edilen kepçeye zarar verilmesi eylemi sebebiyle ..//..

düzenlenen 22/08/2017 tarihli iddianame ile kamu malına zarar verme suçundan açılan davadan zarar gördüğü ifade edilen kepçenin sahibi olan kurum belirlenip, haberdar edilip, davaya katılma, delillerini sunma ve kanun yoluna başvurabilme imkanından mahrum bırakılmış olması karşısında; istikrar gösteren Ceza Genel Kurulu kararlarında da ifade edildiği gibi kanun yararına bozmaya konu yapılan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmediği, kesinleşmemiş kararlara karşı kanun yararına bozma isteminde bulunulamayacağından, (BEYKOZ) 4. Asliye Ceza Mahkemesinin henüz kesinleşmeyen 18.01.2018 tarihli ve 2017/507 Esas, 2018/77 Karar sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE,
2-Sanık … ile ilgili yapılan incelemede; Kanun yararına bozma talebi karşısında çözümlenmesi gereken olay, yargılamanın yenilenmesi talepleri olduğunda, talebe konu kesinleşmiş hükmü veren mahkemenin kabule değerlik konusunda bir karar vermesi gerekip gerekmediğinin tespitine ilişkindir.
Konuya dair CMK’da;
Hakimin davaya bakamayacağı haller 22. maddede sayılmıştır.
Yargılamaya katılamayacak hakim başlıklı 23. maddesi “(1) Bir karar veya hükme katılan hâkim, yüksek görevli mahkemece bu hükme ilişkin olarak verilecek karar veya hükme katılamaz.
(2) Aynı işte soruşturma evresinde görev yapmış bulunan hâkim, kovuşturma evresinde görev yapamaz.
(3) Yargılamanın yenilenmesi halinde, önceki yargılamada görev yapan hâkim, aynı işte görev alamaz. “ şeklindedir.
23. maddenin 3. fıkrasına dair gerekçede; “Yargılamanın yenilenmesi talebi halinde de önceki yargılamada görev yapan hakimin aynı işte görev alamayacağı şeklinde üçüncü fıkraya eklenmiştir. Böylece aynı uyuşmazlık hakkında daha önce kanaatini belirtmiş olan hakimin daha sonra yargılamanın yenilenmesi sürecinde görev yapması önlenerek, hakim tarafsızlığı bu yönüyle de sağlanmak istenmiş ve 23. madde olarak kabul edilmiştir.”denilmiştir.
CMK 30. maddesi;
“(1) Hâkim, yasaklılığını gerektiren sebeplere dayanarak çekindiğinde; merci, bir başka hâkimi veya mahkemeyi davaya bakmakla görevlendirir.
(2) Hâkim, tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebepler ileri sürerek çekindiğinde, merci çekinmenin uygun olup olmadığına karar verir. Çekinmenin uygun bulunması halinde, davaya bakmakla bir başka hâkim veya mahkeme görevlendirilir.
(3) Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde yapılan işler hakkında 29 uncu Madde hükmü uygulanır.”
Konuya dair CMK 318/1. fıkrası da;
“(1) Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir.” şeklindedir.
Bu düzenlemeler karşısında; yargılamanın yenilenmesi talebi halinde, talebe konu önceki yargılamada görev alan hakimin aynı işte görev alamayacağı gibi CMK 318/1. fıkra gereği hükmü veren mahkemeye verilecek olan talep konusunda da kabule değer olup olmadığına dair karar ile müteakip işlemlerin önceki yargılamada görev alan hakimler tarafından yapılamayacak, heyette de yer alamayacaklardır.
CMK 23/3 fıkrasının CMK’da “Hakimin Davaya Bakamaması ve Reddi” başlıklı bölümünde düzenlemenin olması, CMK’nın 30. maddesinde “Hakimin çekinmesi ve inceleme merci” konusunun düzenlenmesi karşısında CMK 22. maddede sayılan evlilik bağı, kan-hısımlık bağı gibi nüfus kayıtlarının şekli incelemesi ile tespit edilecek hallerde olduğu gibi 23/3. fıkradan kaynaklanan yasaklılık halinde de talebi alan hakim karar veren hakim ise veya heyette yer almışsa CMK 30/1 gereği bu hususu belirten “çekinme kararı” vererek CMK’nın “Beşinci Bölümünde” belirlenen usule uygun olarak merciye dosyayı göndermek suretiyle sürecin işlemesini sağlaması gerekmektedir.
Yasaklılık hali olarak kabul edilmesi ve CMK’nın “Beşinci Bölümü”nde düzenlenmiş olması bu bölümdeki usule uygun kararla nizanın çözümünü gerektirir.
Bu çerçevede yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule değer olup olmadığına ilişkin kararın aynı mahkemece, fakat asıl kararı veren hakim, başkan ve üyeler dışındaki hakimlerce oluşturulacak heyetle verilmesi gerekir.
Önceki kararı veren hakimin olayla ilgili kanaatinin oluştuğu, görüşünün ilk hükümle belirginleştiği, yeniden yargılama aşamasında ya da bu aşamaya götürecek talebin kabule değer olup olmadığına dair vereceği kararda önceki kanaat ve görüşünün etkisinde kalabileceği, bu sebeple adil yargılanma hakkının bir uzantısı olarak, olaya tamamen yabancı , farklı bir hakimin yer aldığı heyetin/hakimin yargılamanın yenilenmesi talebini incelemesi doğru olacaktır.
Yukarıdaki tespit, kabul ve değerlendirmeler karşısında;
Somut olayda; mahkûmiyet hükmünü veren 109471 sicil numaralı hâkim …’un, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin kararı da verdiği gözetilerek, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesi sebebiyle kanun yararına bozma talebi yerinde görüldüğünden (İSTANBUL ANADOLU) 3.Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 29.01.2019 tarihli ve 2019/48 Değişik İş sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrasının uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının a bendi uyarınca sonraki işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 20/04/2021 tarihinde Daire üyelerimiz … ve …’ın kabule değerlik incelemesini aynı hakimin yapabileceğine dair karşı oyları ve oyçokluğu ile karar verildi.

(Muhalif Üye) (Muhalif Üye)

MUHALEFET ŞERHİ

CMK’nın 318/1. maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesi istemi, hükme veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme istemin kabule değer olup olmadığına karar verir. Bu olağanüstü kanun yolunun birinci aşamasını yenileme isteminin kabule değer olup olmadığını belirlemek için yapılacak inceleme oluşturur. İstemin yerinde olup olmadığı istemi, duruşma açılmaksızın başvurunun öngörülen biçime uyup uymadığı, dilekçe yada tutanakta ileri sürülen nedenlerin, yenilemeyi gerektirir nitelikte olup olmadıkları, kanıtların gösterilip gösterilmedikleri hususlarıyla sınırlı olarak esas hükmü veren mahkeme tarafından incelenir.
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu başvurunun kabule değer görülmediği taktirde istemin reddine, tersine durumda ise ikinci aşamaya (yani yargılamanın yenilenmesine) geçilmesine karar verilmesi gerekir.
Yargılamanın yenilenmesine yönelik istemin kabule değer olduğuna karar verilip, yeniden yapılacak olan “Yargılamanın yenilenmesi” aşamasına yani ikinci aşamaya geçildikten sonra CMK’nın 23/3. maddesi dikkate alınacaktır.
CMK’nın 23/3. maddesinde “Yargılamanın yenilenmesi halinde ” davaya bakma yasağı getirilmiştir. Böylece, aynı uyuşmazlık hakkında daha önce kanaatini belirtmiş olan hakimin daha sonra yargılamanın yenilenmesi sürecinde görev yapması önlenerek, hakim tarafsızlığı bu yönüyle de sağlanmak istenmiştir.
Yargılamanın yenilenmesi isteminin kabule değer olup olmadığına ilişkin karar belirtildiği gibi belge üzerinden yani duruşma açılmaksızın sadece CMK’nın 301. maddesinde sınırlı olarak sayılan nedenlerin mevcut olup olmadığı ve başvuru koşullarının oluşup oluşmadığı yönünden yapılan değerlendirme sonucunda verilmektedir. İstemin reddine ilişkin kararların da itirazı mümkündür ve itiraz üzerine istemin kabule değer olup olmadığı başka bir hakim tarafından da değerlendirilmektedir.
İstemin kabul değer görülmesi halinde ise CMK’nın 321/2.maddesi uyarınca mahkemece, yargılamanın yenilenmesine ve duruşmanın açılmasına karar verilmektedir. Bu aşamadan sonra CMK’nın 23/3. maddesindeki düzenleme uygulanmaya başlanacaktır. Zira amaç, yargılamayı yani kanıtların değerlendirilmesini başka bir hakime yaptırmaktır. Aksinin kabulü halinde; sadece biçimsel bir inceleme olan birinci aşama içinde, başka bir hakim görevlendirme gerekecek olup, bu durum uygulamada gereksiz, dayanaksız ve çoğu kez temyiz nedenleri tekrar edilerek yada tebligatlara yönelik itirazları içeren başvurular nedeniyle mercii sıfatıyla görevlendirme yapan mahkemelerin ve görevlendirilen hakimlerin gereksiz mesai harcamalarına neden olmaktadır.
Ayrıca yargılamanın yenilenmesi talebi geldiğinde mahkeme diğer hakimin görevlendirilmesi konusunda merciine dosyayı göndermesi, merciinin görevlendirme yapması ve görevlendirilen hakime dosyanın gönderilmesi onun dosyayı inceleyerek talebin kabule değer olup olmadığına karar vermesi özellikle işi yoğun olan yerlerde uzunca bir zaman alıp, tutuklu ve hükümlü dosyalarda derhal tahliye edilmesi gereken tutuklu ve hükümlülerin bu süre zarfında haksız yere cezaevinde kalmalarına da yol açmaktadır. Oysa ki talebi alan mahkemenin hakimi Yargılamanın Yenilenmesi gerekliliğini gördüğünde ki; dosyaya yeni bakacak olan hakime göre daha kısa zaman içerisinde olacağından bu kararı vermesi makul sürede yargılanma ilkesine de daha uygun olacaktır.
Kaldı ki; CMK 318/1. maddesi birinci aşama olup, istemin nereye yapılacağı, bu mahkemenin ne karar vereceğini açıkça belirtmiş, mahkeme kabule değer görürse zaten dosyadan el çekecek ve yeni bir hakim görevlendirilmesi için merciine dosyayı gönderecek, aksi taktirde istemi kabule değer görmeyecek, bu kararda zaten itiraz merciince incelenecektir. Diğer taraftan CMK sisteminde, CMUK sistemine göre itiraz kanun yolunda bir değişiklik yaparak itiraza tabi kararlarda hakimin kararına dönerek itirazı kabul etme yolu da açılmış olduğundan çoğunluk görüşüne katılmıyorum.

MUHALEFET ŞERHİ

Kanun koyucu 5271 sayılı CMK md 23/3’de “Yargılamanın yenilenmesi HALİNDE önceki yargılamada görev yapan hakim aynı işte görev alamaz.” şeklinde belirtmek suretiyle, yargılamanın yenilenmesi sürecini “Yargılamanın yenilenmesi istemi ve yargılamanın yenilenmesinin kabulü halinde ” Yargılamanın yenilenmesi süreci ” olarak ikiye ayırmıştır.
Yargılamanın yenilenmesi istemine bakmakla ilgili “Önceki yargılamada görev yapan Hakim ” açısından bir yasak getirmemiş;
Ancak CMK madde 23/3 ile ” Yargılamanın yenilenmesi halinde önceki yargılamada görev yapan hakim aynı işte görev alamaz” demek suretiyle, yargılamanın yenilenmesinin kabulünden sonraki aşamada, önceki yargılamada görev yapan Hakimin artık görev alamayacağını açıkça hükme bağlamış ve artık bakmasını yasaklamıştır.
Nitekim CMK 318/1’de ” Yargılamanın yenilenmesi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme istemin kabule değer olup olmadığına karar verir.” demek suretiyle hüküm veren mahkeme ile ilgili (Hükmü veren Hakimle ilgili de ) bir kısıtlama öngörmemiştir.
Kanun koyucunun CMK madde 23/3 ve CMK madde 318/1 hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; yargılamanın yenilenmesi isteminin karara bağlanmasında, hükmü veren mahkemede aynı hakim yer alıyorsa kanunda bu hususta bir istisna ve yasak öngörülmemiştir.
Hükmü veren mahkeme Hakiminin (Hükmü veren aynı Hakim olsa bile) yargılamanın yenilenmesi istemine karar vermesinde bir kanuni engel bulunmadığı ancak istemin kabulüne karar verildiği takdirde,
Diğer bir deyişle, Yargılamanın yenilenmesi halinde artık başka bir Hakimin CMK madde 23/3 uyarınca bakması gerektiği görüşüyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.