YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/32755
KARAR NO : 2022/5674
KARAR TARİHİ : 24.03.2022
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Muhafaza görevini kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık müdafii ve katılan vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-24/10/2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile düzenlenen 5271 sayılı CMK’nın 251. maddesindeki “Basit Yargılama Usulü”nün uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle 5271 sayılı CMK’na eklenen geçici 5/1-d maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de; hükümden sonra, 19/08/2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 25/06/2020 tarihli ve 2020/16 Esas, 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile yukarıda anılan geçici madde 5/1-d’de yer alan “kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin bilahare 16.03.2021 tarihli ve 31425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı iptal kararı ile de yukarıda anılan geçici madde 5/1-d’de yer alan ” hükme bağlanmış ” ibaresi aynı bentte yer alan, “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
CMK’nın 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olması nedeniyle, temyize konu ve CMK’nın 251/1. maddesi kapsamına giren 5237 sayılı TCK’nın 289. maddesinde düzenlenen muhafaza görevini kötüye kullanma suçu yönünden, aynı Kanun’un 7. ve CMK’nın 251. maddeleri uyarınca yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
2- TCK.’nın 52/4 madde ve fıkrası gereği taksitlendirme yapılırken hapisten çevrilen para cezasının mı, doğrudan adli para cezasının mı yoksa her ikisinin birden mi taksitlendirildiğinin belirtilmemesi,
3- Sanık hakkında temel hürriyeti bağlayıcı ceza alt sınırdan tayin edilmesine karşın, hürriyeti bağlayıcı ceza yanında tayin olunan adli para cezasının farklı gerekçe göstermeksizin alt sınırın üstünde tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,
4- Mahcuzlar sanığa ait olduğu gerekçesiyle yarı oranında indirim uygulanırken, uygulama maddesinin TCK’nın 289/1-2. madde ve cümlesi yerine 289/son olarak gösterilmesi suretiyle CMK’nın 232/6. madde ve fıkrasına muhalefet edilmesi,
5- Borçlunun sermaye şirketi olan limited şirket olması karşısında, hacizli malların sahibi sayılmayan sanık hakkında tayin olunan cezadan TCK’nın 289/1-2. cümle uyarınca indirim uygulanarak eksik ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 24.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.