Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2020/3259 E. 2020/7133 K. 30.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/3259
KARAR NO : 2020/7133
KARAR TARİHİ : 30.06.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız yararlanma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1-Sanık hakkında kurulan hükme yönelik müşteki vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
13/04/2015 tarihinde usulüne uygun biçimde davetiye tebliğ olunmak suretiyle duruşmadan haberdar edilmesine karşın, 5271 sayılı CMK’nın 238. maddesi uyarınca davaya katılma isteminde bulunmayan ve katılan sıfatını almayan müşteki kurumun hükmü temyiz yetkisi bulunmadığından, müşteki kurum vekilinin temyiz inceleme isteğinin 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE,
2-Sanık hakkında kurulan hükme yönelik sanığın temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Sanığın kaçak elektrik kullanmadığı halde kendisi şehir dışında iken haksız olarak kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiğini beyan ederek şikayetçi olması üzerine başlatılan soruşturmada sanık hakkında, 13/11/2014 tarihinde, ölçüm sonucu değerde harici faz tespit edildiği gerekçesiyle kaçak/usulsüz elektrik kullanım tespit tutanağı düzenlendiği, 01/09/2015 tarihli bilirkişi raporuna göre, tespit tutanağından önceki ve sonraki dönemlere ait faturalar incelendiğinde (05/11/2014-21/11/2014 dönemi) hariç ciddi anlamda kaçak tüketim bilgisi verecek bir faturanın olmadığı, bahse konu dönemde de meskende bulunup bulunmadığı bilinmediğinden sadece aboneye ait faturalarla kaçak tespitin doğruluğuna kanaat getirilemeyeceğinin, dosyadaki fotoğrafların fotokopiden ibaret olması nedeniyle nesnelerin net seçilemediğinin ve mahkeme talebi doğrultusunda da vergiler ve cezalar dahil zararın hesaplandığının anlaşılması karşısında; karşılıksız yararlanma suçunun oluşup oluşmadığı yönünden, kaçak tespit tutanağına ilişkin fotoğraflar ile birlikte bilirkişi aracılığıyla net tespit yaptırıldıktan sonra sanığın atılı suçu işlediğinin tespiti halinde; 6352 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihi sonrasında işlenen karşılıksız yararlanma suçlarında 5237 sayılı TCK’nın 163/3. ve 168/5. maddelerine göre soruşturma aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığınca müşteki kurumun vergili ve cezasız gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılıp, sanığa miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulması gerektiği ve bildirim sonrası verilen sürede kurumun gerçek zararı soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin edilmesi halinde bu bir dava şartı olduğundan TCK’nın 168/5. maddesine göre kamu davasının açılamayacağı ve eğer soruşturma aşamasında bu ihtar işlemi yapılmamış olmasına rağmen sanık tarafından kovuşturma aşamasında müşteki kurumun zararının tamamen karşılanması halinde bu ödemenin soruşturma aşamasında yapılmış gibi kabul edilerek sanık hakkında CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerekeceği nazara alınarak belirtilen şekilde müşteki kurumun vergili ve cezasız gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılıp sanığa bildirim yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 30.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.