Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2020/32002 E. 2021/4169 K. 02.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/32002
KARAR NO : 2021/4169
KARAR TARİHİ : 02.03.2021

Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından sanık …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/2-h, 143, 116/2-4, 151/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis, 10 ay hapis ve 3 ay 10 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, anılan Kanun’un 58. maddesi gereğince hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair İstanbul Anadolu 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/05/2019 tarihli ve 2019/134 Esas, 2019/231 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 20/10/2020 gün ve 8769-2020 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16/11/2020 gün ve 2020/99590 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Nitelikli hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal etme ve mala zarar verme suçlarından sanık …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/2-h, 143, 116/2-4, 151/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis, 10 ay hapis ve 3 ay 10 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, anılan Kanun’un 58. maddesi gereğince hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair İstanbul Anadolu 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/05/2019 tarihli ve 2019/134 Esas, 2019/231 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, sanığın sabıka kaydında yer alan ve tekerrüre esas alınan İstanbul 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/11/2017 tarihli ve 2017/14 Esas, 2017/435 sayılı kararına ilişkin suçun işlendiği 05/03/2016 tarihinde sanığın henüz 18 yaşından küçük olduğu nazara alındığında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 58/5. maddesinde yer alan “Fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme gereğince anılan kararın tekerrüre esas alınamayacağı ve sanığa ait adli sicil kaydında da tekerrüre esas alınabilecek başkaca bir karar bulunmadığı gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
03/02/2019 tarihli tutanağa göre devriye görevi ifa edilirken elinde mavi poşete sarılı büyük bir cisim olan sanığın kollukça fark edilmesi üzerine, elindeki cismi yere atıp kaçtığı, kovalamaca sonucu yakalandığı, yere atılan cismin suça konu televizyon olduğu, sanığa nereden aldığı sorulduğunda çaldığı yeri gösterip, müştekinin henüz bir başvurusu yokken soruşturma aşamasında iadeyi sağladığının anlaşılması nedeniyle, hırsızlık suçu için TCK’nın 168/1. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasının gerekmesi hususu da belirlenmiş olup, bu yönden de kanun yararına bozma isteminde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 02/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.