Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2020/30311 E. 2020/13812 K. 30.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/30311
KARAR NO : 2020/13812
KARAR TARİHİ : 30.11.2020

MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tebliğnamede hükmün o yer Cumhuriyet savcısının yanı sıra suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından da temyiz edildiği belirtilmiş ise de; dosya içerisinde ve UYAP’tan yapılan incelemede suça sürülenen çocuk müdafii tarafından sunulmuş bir temyiz dilekçesi görülmediği gibi mahkemece 25.09.2019 tarili celsede suça sürüklenen çocuğa bozma öncesi atanan zorunlu müdafiinin hakimlik mesleğine geçmesi ve suça sürüklenen çocuğun aynı celsede 18 yaşını doldurdurması nedenleriyle suça sürüklenen çocuğa zorunlu müdafii tayine yer olmadığına karar verildiği ve mahkemesince gerekçeli hükmün suça sürüklenen çocuğun yüzüne karşı verildiği ve suça sürüklenen çocuğun hükmü temyiz etmediği de dikkate alındığında; tebliğnamede suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından da hükmün temyiz edildiği hususunun sehven yazıldığının anlaşılması karşısında; suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmünü yanlızca o yer Cumhuriyet savcısının temyiz ettiği belirlenerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre; suça sürüklenen çocuğun, şikayetçi …’in suç tarihinde bakım için aracını bıraktığı …isimli servisin kalite kontrol bölümünde servis yetkilisinin aracın kontrolü yapılacağından kapısını açık olarak ve anahtarı üzerinde bıraktığı şikayetçi …’e ait aracı bu anahtar ile çalıştırarak bina ve eklentisi niteliğindeki iş yerinden çalması şeklinde gerçekleşen eylemde haksız olarak elde bulundurulan veya taklit anahtarla hırsızlık suçunun unsurları bulunmadığından eylemin 5237 sayılı TCK’nın 142/2-d. maddesinde düzenlenen suçu oluşturmayacağı ancak aracın çalındığı yerin bina veya eklentisi niteliğindeki iş yeri olduğunun anlaşılması karşısında; eylemin 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekirken, suç vasfının belirlenmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde aynı Kanun’un 142/2-d maddesi gereğince uygulama yapıldığı belirlenerek yapılan incelemede;
Suç tarihinde 12-15 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuğun hırsızlık suçundan eylemine uyan TCK’nın 142/1-b, 31/2. maddelerinde öngörülen cezanın üst sınırına göre TCK’nın 66/1-e, 66/2 maddeleri uyarınca hesaplanan 4 yıllık zamanaşımının, dava zamanaşımının ilk mahkumiyet hükmünün verildiği 08.01.2015 tarihi ile ikinci mahkumiyet hükmünün verildiği 24.02.2020 tarihi arasında geçmiş bulunduğu gözetilmeden davanın düşürülmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle istem gibi BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan, 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE, 30/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.