Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2020/2819 E. 2020/15585 K. 16.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/2819
KARAR NO : 2020/15585
KARAR TARİHİ : 16.12.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Üst Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin, sanık hakkında 2014 yılı Ocak ve Şubat ayları içerisinde zincirleme şekilde işlediği hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik lehe olduğu belirlenerek yapılan incelemede,
I- Sanık hakkında 2014 yılı Ocak ve Şubat ayları içerisinde zincirleme şekilde işlediği konut dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın aynı suç işleme kararının icrası kapsamında 2014 yılı Ocak ve Şubat ayları içerisinde gece vakti 1 hafta ve 10 gün arayla toplam 3 kez mağdura ait konuta girdiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında konut dokunulmazlığını bozma suçundan 5237 sayılı TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün ONANMASINA,
II- Sanık hakkında 2014 yılı Ocak ve Şubat ayları içerisinde zincirleme şekilde işlediği hırsızlık suçundan kurulan hüküm ile 24/07/2014 tarihinde işlediği hırsızlığa teşebbüs ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Sanığın 2014 yılı Ocak ve Şubat ayları içerisinde zincirleme şekilde işlediği hırsızlık suçundan kurulan hükümde, uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b maddesi yerine 142/1-d olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiş, TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- Sanığın 24/07/2014 tarihinde işlediği hırsızlığa teşebbüs ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarından kurulan hükümlerde, tanık Halil İlgör soruşturma aşamasındaki beyanında, sahuru yaptıktan sonra annesi mağdur … ile babası …’ün tarlaya çalışmaya gittiğini kendisinin de eşi tanık… ile birlikte evde uyudukları sırada saat 05.45 sıralarında ses duymaları üzerine kalktıklarını ve sanığı evin terasında gördüklerini, sanığın kaçması üzerine peşinden gidip yakaladığını söylemesi ve tanık Havva İlgör’ün de aynı beyanlarda bulunması ve UYAP’tan alınan güneşin doğuş ve batış çizelgesine göre yaz saati uygulaması da dikkate alındığında, suç tarihi olan 24/07/2014 tarihinde güneşin 05.57’de doğduğu, gece vaktinin 04.57’de sona erdiğinin anlaşılması karşısında, dosya kapsamına göre sanığın mağdurun evinin eklentisi olan terasa gündüz saat 05.45’de girdiği bu nedenle 24/07/2014 tarihinde işlediği hırsızlığa teşebbüs ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarının gündüz sayılan zaman dilimi içerisinde işlendiğinin kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden ve hırsızlığa teşebbüs ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarının gece vakti işlendiğine ilişkin kanıtlar denetime olanak verecek biçimde karar yerinde gösterilip tartışılmadan, hırsızlığa teşebbüs suçundan hükmolunan cezanın 5237 sayılı TCK’nın 143/1. maddesiyle artırılması ve konut dokunulmazlığını bozma suçundan aynı Kanun’un 116/1. maddesi yerine 116/4. maddesinin uygulanması,
2- Sanığın 2014 yılı Ocak ve Şubat ayları içerisinde zincirleme şekilde işlediği hırsızlık suçundan kurulan hükümde, mağdurun 29/09/2014 tarihli dilekçesinde zararlarının karşılandığını belirtmesi, yine 04/12/2014 tarihli duruşmada da olay nedeniyle zararının giderildiğini beyan etmesi ve iddianamenin 01/10/2014 tarihinde kabul edilerek kovuşturma aşamasına geçildiğinin anlaşılması karşısında, soruşturma aşamasında 29/09/2014 tarihinde mağdurun zararlarını karşılayan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168/1. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Kabule göre de;
Sanığın 24/07/2014 tarihinde işlediği hırsızlığa teşebbüs suçundan kurulan hükümde, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 142/2-h, 143 ve 35. maddeleri uyarınca hükmolunan 3 yıl 9 ay hapis cezasından aynı Kanun’un 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılması sırasında hesap hatası yapılarak 3 yıl 1 ay 15 gün yerine 3 yıl 1 ay 25 gün hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafii ile üst Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 16/12/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.