YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/27246
KARAR NO : 2022/9333
KARAR TARİHİ : 16.05.2022
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişiklikle birlikte infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş; dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-Katılan kurumun 10/09/2013 tarihli yazısına göre, sanıklar tarafından çalınmak istenen kabloların faal olarak iletişimde kullanılan kablolar olmadığının belirtilmesi karşısında, sanıkların eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek aynı Kanun’un TCK’nın 142/1-a maddesi ile uygulama yapılması suretiyle fazla ceza tayini,
2-Sanıklar hakkında, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken, 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde sayılan nesnel ve öznel koşulların değerlendirilip buna ilişkin gerekçelerin gösterilmesi gerektiği, sanıkların adli sicil kaydına göre daha önce kasıtlı suçtan mahkumiyetlerinin bulunmadığı, dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi için aranan 5271 sayılı CMK’nın 231/6-a maddesinde gösterilen “kasıtlı suçtan mahkum olmama” nesnel koşulunun bulunduğu, katılan kurumun 10/09/2013 tarihli yazısına göre, çalınmak istenen kabloların faal olarak kullanılan kablolar olmadığının belirtilmesi ve hırsızlık suçunun teşebbüs aşamasında kalması nedeni ile de hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin nesnel (objektif) koşullardan bir diğeri olan mağdurun maddi bir zararının olmadığı da gözetilerek, sanıklar hakkında 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde belirtilen, “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” öznel (sübjektif) koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken “zarar giderilmediğinden” biçimindeki dosya içeriğiyle örtüşmeyen gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3-Sanıkların daha önce üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması karşısında, suçu işledikten sonra yargılama sürecinde pişmanlık gösterip göstermedikleri dikkate alınıp tekrar suç işleyip işlemeyecekleri konusunda oluşan kanaat değerlendirilerek cezalarının ertelenip ertelenmeyeceğine karar verilmesi gerekirken, “zarar giderilmediğinden” biçiminde TCK’nun 51. maddesinde yer verilmeyen, yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi,
4- Sanık …’nın 09/12/2013 tarihli, sanık …’in ise 03/07/2013 tarihli talimatla alınan savunmalarında haklarında lehe hükümlerin uygulanmasını talep etmeleri karşısında; “failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın fail üzerinde olası etkileri” gibi hususlar değerlendirilerek sonucuna göre anılan maddenin uygulanmasının gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerekirken bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi,
5-Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 142/1-a ve 143/1. maddeleri uyarınca belirlenen 2 yıl 4 ay hapis cezasından aynı Kanun’un 35. maddesi uyarınca 1/4 oranında indirim yapılırken 1 yıl 9 ay hapis cezası yerine, 1 yıl 11 ay hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle sanıklar hakkında fazla ceza tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 16/05/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.