Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2020/24196 E. 2020/15861 K. 16.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/24196
KARAR NO : 2020/15861
KARAR TARİHİ : 16.12.2020

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
A-Sanıklar …, …, …, …, … hakkında hükümlü veya tutukluların ayaklanması suçundan kurulan hükümler açısından yapılan temyiz incelemesinde;
Sanıklar … ve … hakkında 5237 sayılı TCK’nun 58. maddesi uygulanırken birden fazla ilam gösterilmişse de ağır olan ilamların tekerrür uygulamasına esas alınması, sanık … hakkında 5237 sayılı TCK’nun 58. maddesi uygulanırken tekerrüre esas alınan ilamdaki en ağır ceza içeren suçun tekerrür uygulmasına esas alınması infaz aşamasında gözetilebileceğinden bozma sebebi yapılmamıştır.
Dosya içeriğine göre sair temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK’nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2-Sanıklar hakkında, 5271 sayılı CMK’nun 324. maddesinin 2. ve 3. fıkralarında yargılama giderlerinin neleri kapsayacağının, kimin tarafından belirleneceğinin, kime ve nasıl yükletileceğinin düzenlendiği, buna göre her bir sanığın sebebiyet verdiği yargılama giderlerinin ayrı ayrı, ortak yargılama ./..

giderlerinden ise paylarına düşen oranın belirlenerek karar verilmesi gerekirken yargılama giderlerinin eşit şekilde tahsil edileceğinin hükümlerde belirtilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nun 326/2. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, …, …, … … ve sanık … müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak; T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk nedeniyle; “TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin olan tüm kısımların” hükümlerden çıkartılması ile yerlerine “TCK’nun 53. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da gözetilmek suretiyle uygulanmasına” ibaresi eklenmek ve yine hükümlerden yargılama giderlerine ilişkin cümleler çıkarılarak yerlerine , ”Beraat eden sanıklar hariç olmak sanıkların sebebiyet verdiği yargılama giderlerinden ayrı ayrı, ortak yargılama giderlerinden ise eşit olarak sorumlu tutulmaları suretiyle yargılama giderlerinin sanıklardan tahsiline eğer sanıkların paylarına düşen yargılama giderlerinin 6352 sayılı Kanun’un 100. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nun 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olması söz konusu olursa Devlet Hazinesi üzerinde bırakılmasına” cümleleri eklenmek suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B-Sanıklar … ve … hakkında kurulan genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, hükümlü veya tutukluların ayaklanması, mala zarar verme suçlarından kurulan hükümler ile sanıklar …, …, …, …, … hakkında mala zarar verme, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarından kurulan hükümler açısından yapılan temyiz incelemesinde;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanıklar …, …, …, …, … hakkında genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan kurulan hükümler açısından, oluşa ve dosya kapsamına göre, sanıkların hükümlü ve/veya tutuklu olarak bulunduğu ceza infaz kurumunda yangın başlatmaktan ibaret eylemlerinin, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun tehlike suçu olması, olayda zarar sonucunun doğması ve
TCK’nun 44. maddesi uyarınca yakarak kamu malına zarar verme suçunu oluşturduğu gözetilerek sanıklar …, …, …, …, … hakkında 5237 sayılı TCK’nun 152/1, 2-a madde ve fıkralarının uygulanması gerekirken, ayrıca aynı Yasanın 170/1-a madde ve fıkrası ile ceza tayini,
2-Sanıklar …, …, …, …, … hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümler açısından, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 65. maddesiyle 5237 sayılı TCK.nın 152/2-son maddesinde yapılan değişikliğe göre, mala zarar verme suçunun yakarak, yakıcı veya patlayıcı madde kullanılarak işlenmiş olması halinde artırım miktarının öngörüldüğü bölümde yer alan, “Verilecek ceza iki katına kadar artırılır” cümlesindeki “İki katına” ibaresinin çıkartılarak yerine “bir katına” ibaresinin eklenmiş olması, 5237 sayılı TCK’nın 152/1 maddesindeki ceza belirlenmesindeki üst sınırın 6 yıl yerine 4 yıl olarak değiştirilmesi karşısında ve mahkûmiyet kararındaki temel ceza ve artırım oranı da dikkate alınarak, söz konusu kanun değişikliklerine göre sanıkların hukuki durumlarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3-Sanıklar … ve … hakkında 5237 sayılı TCK’nun 58. maddesi uygulanırken birden fazla ilam gösterilmişse de ağır olan ilamların tekerrür uygulamasına esas alınması, sanık … hakkında 5237 Sayılı TCK’nun 58. maddesi uygulanırken tekrrüre esas alınan ilamdaki en ağır ceza içeren suçun tekerrür uygulmasına esas alınması gerektiğinin gözetilmemesi,
4-Sanıklar …, …, …, …, … hakkında kurulan hükümler açısından, T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK’nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
5-Sanık … hakkında kurulan hükümler açısından yapılan incelemede; Dairemizce de benimsenen ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05/03/2013 günlü, 2012/1-1560 Esas ve 2013/81 Karar sayılı ve aynı günlü 2013/8-131 Esas ve 2013/75 Karar sayılı içtihatlarında da belirtildiği üzere, temyiz incelemesinden önce sanığın vefat etmesi hâlinde, müsadereye tâbi eşya olsun ya da olmasın, 5237 sayılı TCK’nun 64. maddesi uyarınca hükmün bozulmasıyla yetinilmesi, müteakip işlemlerin ise; mahkemesince yapılması gerekir.
UYAP üzerinden alınan güncel nüfus kaydına göre sanık …’nın 20/10/2016 tarihinde vefat ettiği anlaşıldığından, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 64. maddesi uyarınca hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

6-Sanık … hakkında kurulan hükümler açısından yapılan incelemede; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03/04/2018 tarih, 2014/851 Esas ve 2018/144 Karar sayılı kararı uyarınca aynı yargı çevresindeki ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15/11/2018 tarih 2018/339 Esas ve 2018/536 Karar sayılı kararı uyarınca farklı yargı çevresindeki ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan, asıl mahkemesince yapılan sorgusu sırasında duruşmadan bağışık tutulma isteğinde bulunmayan sanığın Cumhuriyet Savcısının esas hakkındaki görüşünü bildirdiği ve hükmün açıklandığı son oturumda hazır bulundurulmayıp yokluğunda yargılama yapılarak mahkumiyetine karar verilmesi savunma hakkının sınırlandırılması niteliğinde olduğu şeklindeki kararları uyarınca başka suçtan … 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olan ve duruşmalardan vareste tutulmaya dair bir talebi de bulunmayan sanığın, kısa kararın okunduğu oturuma getirtilmeyerek savunma hakkının kısıtlanması suretiyle 5271 sayılı CMK’nun 196. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, …, …, … … ve sanık … müdafiinin, sanık …, sanık …’ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sanık … ve sanık … açısından diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin açıklanan nedenlerle 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 16.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.