YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/22719
KARAR NO : 2020/12001
KARAR TARİHİ : 04.11.2020
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEMYİZ EDENLER : Katılan Il Özel Idare Müdürlüğü vekili, sanık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-Sanığın olay yerinde yakalanmış olmasına karşın kimliği tespit edilemeyen bir şahsın da olay yerinden kaçmış olması, soruşturma aşamasında bilgisine başvurulan olay yerinin güvenliğinden sorumlu İsa Küpeli’nin alınan beyanında içeriyi kontrol ettiklerinde dairenin bütün çeşme ve bataryalarının alınmış olduğunu gördüklerini ifade etmesi, olay yerinde 2 adet banyo bataryası, 1 adet mutfak bataryası 2 adet tekli kısa musluk boru anahtari atlet ve poşet bulunması karşısında, suça konu yerden çalınmaya teşebbüs edilen eşyaların tamamının olay yerinde bulunup bulunmadığının tespiti açısından tanık sıfatıyla İsa Küpeli, katılan … dinlenilerek, ayrıca suça konu yerde bulunan eşyaların, soruşturma aşaması katılan … Hatipoğluna teslim edildiğine dair tutanak düzenlenmişse de katılan …’nun 100 TL kadar zararları olduğunu ve zarar gideriminin olmadığını beyan etmesi sebebiyle bahsi geçen zararların ne olduğu açıklığa kavuşturularak sonuçlarına göre 5237 Sayılı TCK’nın 35. maddesinde düzenlenen teşebbüs hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi,
2-Sanığın dosya içerisine alınan dilekçesinde ifadesine başvurulmasını talep ettiği, Yusuf Ömür isimli kişinin suça konu olaya ilişkin bilgi ve görgüsünün tespiti açısından tanık sıfatıyla beyanının alınmasına karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
3-5237 sayılı TCK’nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK’nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, “…daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma” görüşünün, TCK’nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. TCK’nın 145. maddesinin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK’nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK’nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “İşlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “Suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK’nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise; katılan …’nun, kendisine gösterilen malzemelerin değerinin yaklaşık 100 TL civarinda olduğunu belirtmesi karşısında, çalınmaya teşebbüs edilen eşyaların toplam değerinin bilirkişi vasıstasıyla tespiti yapılarak sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde 5237 Sayılı TCK’nın 145. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … ve katılan Kütahya İl Özel İdaresi Müdürlüğü vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 04/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yz.İşl.Md.Y. MK/D