YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/22516
KARAR NO : 2021/5001
KARAR TARİHİ : 10.03.2021
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız yararlanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
… Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 17/01/2018 tarihli yazısında suç tarihinde suça konu tutanağın tutulduğu şirket ortaklarının sanık … dışında ……ve …’in de olduğunun bildirilmesi karşısında, ……ve … hakkında suç duyurusunda bulunularak, dava açılması halinde her iki dosyanın birleştirilerek tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi;
Kabule göre de;
1-Sanık hakkında; sayaç kullanmadan düze boru ile su kullanıldığının kaçak su tespit tutanağı ile tespiti karşısında, Ceza Genel Kurulu’nun 13/12/2018 tarih, 2017/388 Esas ve 2018/36 Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi, suça konu gerçek kullanım miktarını belirlemek amacıyla; kaçak su tespit tutanağına konu yerde ne zamandan beri çalışıldığının, kaçak ya da usulsüz kullanımın ne zaman başladığının gerekirse komşu, mülk sahibi gibi tanıklara da sorulması, kolluk araştırması,ticaret sicili, vergi kayıtları, sabit-cep telefonu abonelik ve adresleri gibi araştırmalar ile kesin olarak saptanması; sanık halen suça konu yerde, çalışıyor ise; keşif yapılarak çalışmıyor ise; ihtilafsız aynı dönemdeki tüketim miktarına göre, aynı yörede bulunan benzer kullanım yerlerine göre, suç tarihine kadar tüketilmesi gereken su miktarının ve vergiler dahil cezasız usulsüz su kullanım bedelinin tespitine yönelik yeterli içerik ve nitelikte bilirkişi raporu alınması,
2-Sayaç kullanmadan veya sayacın doğru ölçüm yapmasını engelleyecek nitelikte müdahale ile yada sayacı devre dışı bırakıp sayaçtan geçmeyecek şekilde doğrudan bağlantı yaparak kullanımlarda karşılıksız yararlanma kastıyla hareket ettiği açık olduğu için bilirkişi tespitinin gerçek kurum zararını göstereceği nazara alınıp;
3-02/07/2012 tarihli 28344 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanıp 05/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun’un geçici 2/1 ve 2. fıkraları gereğince kurum zararının yürürlük tarihinden itibaren 6 aylık sürede ödenmesine imkan sağlayabilmek için, mahkemelerce dosyaların elinde olmaması gerçek zararın usulünce belirlenememiş olması vb sebeplerle hak kaybına yol açmamak amacıyla hak kaybına yol açmamak amacıyla Ceza Genel Kurulunun 15/03/2016 tarih, 2014/13-409 Esas ve 2016/124 Karar sayılı, 07/11/2017 tarih 2017/17-968 Esas ve 2017/460 Karar sayılı, 21/11/2017 tarih, 2017/13-387 Esas ve 2017/489 Karar sayılı, 13/12/2018 tarih, 2017/388 Esas ve 2018/36 Karar sayılı kararları ile de kabul edildiği üzere bilirkişi tarafından normal tarifeye göre hesaplanan vergili ve cezasız kurum zararının, varsa daha önce yapılan ödemeler kurumdan sorulup mahsup edildikten sonra kalan miktar belirlenip verilecek makul sürede ödenmesi halinde suç tarihine göre ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceği, ödenmediği takdirde yargılamaya devamla dosyadaki delillere göre hüküm kurulacağı tebliğ ve ihtar edilip yüze karşı ise talep etmesi halinde,tebligat yapılıyorsa makul bir süre verilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği halde, eksik kovuşturma ile mahkumiyet hükmü kurulması,
4-Suça konu 24/06/2010 tarihli kaçak tespit su tutanağının aslı veya onaylı suretinin dosya içerisine alınmadan karar verilmesi,
5-Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 24/06/2010 yerine 25/12/2014 olarak yazılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 10/03/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.