Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2020/17538 E. 2021/4940 K. 10.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/17538
KARAR NO : 2021/4940
KARAR TARİHİ : 10.03.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız yararlanma
HÜKÜM : Beraat

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suç tarihinde sanık hakkında düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağında, sanığın apartman altında işyeri olarak kullandığı bodrum katında abonesiz bir şekilde elektrik kullandığının belirtilmesi ve sanığın bozma sonrası alınan savunmasında, olay tarihinde müteahhitlik yaptığını, suça konu adresteki binayı kendisinin yaptığını, bodrum katını da depo olarak kullandığını, bodrum katının üstündeki iş yerlerinde sayacın olduğunu, ancak depo olarak kullandığı yerin boş olduğunu ve burada herhangi bir elektrik sayacı olmadığını belirterek üzerine atılı suçlamayı kabul etmemesi karşısında, sanığın savunmasının doğruluğunun tespiti bakımından, sanığa ait bodrum katında sayaçsız kullanım değil, sayaçlı ve abonesiz bir şekilde kaçak kullanım olduğuna dair kaçak elektrik tespit tutanağını düzenleyen tutanak tanıkları bu hususta gerekirse mahallinde yeniden keşif yapılarak dinlenilerek ve bu hususta kolluk marifetiyle araştırma yapılarak, kaçak kullanımın var olup olmadığı, tutanağın apartmanın hangi bölümü için tutulduğu kesin bir şekilde saptanarak, tüm bu hususlar belirlendikten sonra sanığın karşılıksız yararlanma kastının varlığının tespiti bakımından yeniden bilirkişi raporu alınarak sanığın savunmasının doğrulanması halinde, karşılıksız yararlanma kastı bulunmayan sanığın beraatine karar verilmesi gerekeceği; sanığın savunmasının doğrulanmaması ve sanığın karşılıksız yararlanma kastı ile hareket ettiğinin anlaşılması durumunda da; 6352 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihi sonrasında işlenen karşılıksız yararlanma suçlarında 5237 sayılı TCK’nın 163/3. ve 168/5. maddelerine göre soruşturma aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığınca katılan kurumun vergili ve cezasız gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılıp, sanığa miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulması gerektiği ve bildirim sonrası verilen sürede kurumun gerçek zararı soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin edilmesi halinde bu bir dava şartı olduğundan TCK’nın 168/5. maddesine göre kamu davasının açılamayacağı ve eğer soruşturma aşamasında bu ihtar işlemi yapılmamış olmasına rağmen sanık tarafından kovuşturma aşamasında katılan kurumun zararının tamamen karşılanması halinde bu ödemenin soruşturma aşamasında yapılmış gibi kabul edilerek sanık hakkında CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerekeceği nazara alınarak belirtilen şekilde işlem yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 10/03/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.