Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2020/14455 E. 2020/13641 K. 25.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/14455
KARAR NO : 2020/13641
KARAR TARİHİ : 25.11.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız yararlanma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş; dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-05/07/2012 tarihinden sonra işlenen suçlar bakımından, 6352 sayılı Kanun’un 84. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesine eklenen 5. fıkra uyarınca, zararın soruşturma tamamlanmadan önce tazmin edilmesi halinde kamu davası açılamayacağı, başka bir anlatımla zararın giderilmemesinin dava şartı olduğu dikkate alındığında, soruşturma aşamasında şüpheliye, belirlenen vergili ve cezasız zarar miktarını kamu davası açılmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde hakkında dava açılmayacağı da hatırlatılarak usulünce bildirimde bulunulup, makul bir süre tanınması ve soruşturma aşamasında zararın tamamen tazmini halinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi, tamamen tazmin edilmemesi halinde ise dava açılması gerekmektedir. Ancak anılan şekilde soruşturma aşamasında kurum zararı bilirkişiye tespit ettirilmeden ve tespit ettirilse dahi usulünce bildirimde bulunulmadan sanık hakkında dava açılması halinde sanık kovuşturma aşamasında zararı tamamen giderirse, zarar soruşturma aşamasında giderilmiş gibi, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi, ayrıca sanığın 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinin 5. fıkrası hükmünden kaç kez yararlandığının denetimi açısından verilecek kararın 6352 sayılı Kanun’un 103. maddesi ile 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 6. maddesine eklenen 2. fıkra uyarınca adli sicilde bunlara mahsus sisteme kaydının sağlanması gerekir.

Bu açıklamalar ışığında somut olayda; sanığa soruşturma aşamasında ödeme ihtarı yapılmamış olması, kovuşturma aşamasında ise bilirkişi raporu alınmasına rağmen raporda katılan kurumun vergili ve cezasız zarar miktarının tespit edilmemesi karşısında, bilirkişiden ek rapor alınarak katılan kurumun vergili ve cezasız gerçek zararı tespit edilerek, bilirkişi tarafından hesaplanan zararın makul süre içerisinde giderilmesi halinde 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma koşulu gerçekleşmediğinden hakkında düşme kararı verileceğine dair sanığa ihtaratta bulunulup sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 30/01/2014, 27/02/2014 ve 06/06/2014 yerine 30/01/2014 olarak eksik yazılması,

3- Kabule göre de;
Sanık hakkında 30/01/2014, 27/02/2014 ve 06/06/2014 tarihlerinde kaçak su kullandığından bahisle üç ayrı tutanak düzenlendiği ve 25/11/2014 tarihli iddianame ile temyize konu davanın açıldığı, UYAP üzerinden yapılan incelemeye göre 09/01/2014 tarihli tutanakla ilgili olarak 30/04/2014 tarihli iddianame ile… 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/212 Esas sayılı dosyasında açılan kamu davasında sanığın müsnet suçtan mahkumiyetine karar verildiği ve bu kararın Dairemizin 20/12/2016 gün … Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiğinin anlaşılması karşısında; zincirleme suçun var olup olmadığının değerlendirilmesi, birbiri ile çelişen hükümler kurulmaması ile mükerrer cezalandırılmanın önüne geçilmesi bakımından, kaçak kullanma tutanaklarının ve ilgili olduğu dava dosyalarının incelenmesi, öncelikle birleştirme olanağı varsa dosyalar birleştirilerek, değilse onaylı örnekleri dosya içine konularak, her iddianameye kadar olan eylemlerin zincirleme tek bir suçu, her iddianameden sonraki eylemlerin ayrı bir suçu oluşturacağı gözetilerek 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesinin uygulanması koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilerek ve zincirleme şekilde gerçekleştiği tespit edilen eylemler bakımından, sanık hakkında TCK’nın 43. maddesi uygulanıp önceki suç nedeniyle verilen hapis cezası da mahsup edilerek sonuç cezanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik kovuşturma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 25/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.