Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2019/4738 E. 2019/6614 K. 04.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/4738
KARAR NO : 2019/6614
KARAR TARİHİ : 04.04.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız yararlanma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Gerekçeli karar başlığında, 04/05/2014 şeklinde yanlış yazılan suçun işlendiği tarihin mahallinde 04/05/2012, 30/03/2013, 23/04/2013, 07/07/2013, 01/11/2013, 20/11/2013 ve 03/01/2014 olarak düzeltilmesi mümkün görülmüş; dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Sanığın, ikametinde ara boru takmak suretiyle kaçak su kullandığı ve bununla ilgili 04/05/2012, 30/03/2013, 23/04/2013, 07/07/2013, 01/11/2013, 20/11/2013 ve 03/01/2014 tarihlerinde kaçak su kullanımına ilişkin tutanaklar düzenlenmiş olması karşısında, katılan kurumun 04/05/2012, 30/03/2013, 23/04/2013, 07/07/2013, 01/11/2013, 20/11/2013 ve 03/01/2014 tarihli tutanaklar nedeniyle oluşan vergili ve cezasız gerçek zararı bilirkişiye ayrı ayrı hesaplattırılarak, sanığa “şikayetçi kurumun 04/05/2012 tarihli tutanak nedeniyle oluşan ve bilirkişi tarafından hesaplanan zararını gidermesi durumunda 6352 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine” ilişkin giderilmesi gerekli zarar miktarlarını açıkça içeren nitelikte bildirimde bulunulduktan sonra yasal sürenin geçmesi nedeni ile makul bir süre de tanınıp bu süre beklenilerek, sonucuna göre sanık hakkında 6352 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verilip verilmeyeceğinin, 30/03/2013, 23/04/2013, 07/07/2013, 01/11/2013, 20/11/2013 ve 03/01/2014 tarihli tutanaklar nedeniyle soruşturma aşamasında şüpheliye, belirlenen vergili ve cezasız zarar miktarını kamu davası açılmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde hakkında dava açılmayacağı da hatırlatılarak usulünce bildirimde bulunulması, dava açılması halinde sanık kovuşturma aşamasında zararı tamamen giderirse, zarar soruşturma aşamasında giderilmiş gibi, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi gerektiği de gözetilerek, sanığa 30/03/2013, 23/04/2013, 07/07/2013, 01/11/2013, 20/11/2013 ve 03/01/2014 tarihli tutanaklar bakımından bilirkişiye hesaplattırılacak olan katılan kurumun vergili ve cezasız zararının makul süre içerisinde gidermesi halinde 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma koşulu gerçekleşmediğinden hakkında düşme kararı verileceğine dair sanığa ihtaratta bulunulup sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Sanığın adli sicil kaydındaki Adıyaman Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2000/281-161 E.K. sayılı 4616 sayılı Kanuna göre ertelenmiş ilamının tekerrüre esas olmadığı, adli sicil kaydında yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararlarının da tekerrüre esas teşkil etmediği gözetilmeden sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 04/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.