Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2019/2354 E. 2019/15865 K. 17.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/2354
KARAR NO : 2019/15865
KARAR TARİHİ : 17.10.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Düşme

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Hükümlü hakkında müşteki …’ya yönelik hırsızlık suçundan 765 sayılı TCK’nın 491/1, 522. maddeleri gereğince 1 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Marmaris 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.01.1999 tarihli ve 1998/1249 E.- 1999/5 K. sayılı kararının hükümlüye usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek 28.06.1999 tarihinde kesinleştiği, bilahare C. Başsavcılığınca 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın lehe hükümlerinin uygulanması talebi üzerine, mahkemece uyarlama yargılaması yapılarak hükümlü hakkında verilen 31.10.2006 tarihli ek kararın temyiz edilmesi nedeniyle Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 16.05.2014 tarihli ve 2013/20564 E., 2014/10822 K. sayılı ilamı ile bozulmasına karar verildiği ve bozma sonrası yapılan yargılamada 10 yıllık infaz zamanaşımının dolduğundan bahisle 765 sayılı TCK’nın 102.maddesi gereğince davanın düşürülmesine karar verildiği anlaşılmış ise de; 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un “Lehe hükümlerin uygulanmasında usul” kenar başlıklı 9. maddesinin 4. fıkrasında yer alan; “Kesin hükümle sonuçlanmış olan davalarda, sonradan yürürlüğe giren bir kanunla ilgili olarak lehe hükmün belirlenmesi ve uygulanması amacıyla yapılan yargılama bakımından dava zamanaşımına ilişkin hükümler uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında, mahkemece lehe kanun hükümlerinin değerlendirilmesi sırasında, kesinleşmiş mahkûmiyet kararına ilişkin davanın, dava zamanaşımıısebebiyle düşürülmesine karar verilemeyeceği gibi, 765 sayılı TCK’nın 112. maddesinde düzenlenen ceza zamanaşımının dolup dolmadığı, bu bağlamda aynı Kanun’un 114. maddesinde düzenlenen ceza zamanaşımını kesen sebeplerin gerçekleşip gerçekleşmediğinin infaz dosyasındaki tüm belgeler incelenerek değerlendirilmesi gerektiği, kaldı ki ceza zamanaşımı ile ilgili değerlendirme yapma görev ve yetkisinin infaz aşamasında savcılık ve infaz hakimliğine ait olduğu, keza Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulu’nun 17.02.2009 tarihli ve 2008/5-220 E. – 2009/28 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere “infaz edilmiş bulunan hükümlerle ilgili olarak uyarlama yargılaması yapılamayacağı şeklinde bir ilke konulmasının kabul edilemeyeceği” de gözetilerek, yargılamaya devamla esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 17.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.