Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2019/13884 E. 2019/19078 K. 10.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/13884
KARAR NO : 2019/19078
KARAR TARİHİ : 10.12.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız yararlanma, mühür bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
I- Sanık hakkında mühür bozma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 5. fıkrasına göre verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar, aynı maddenin 12. fıkrası uyarınca itiraza tabi olduğu, bu kararların temyizi mümkün olmadığı ve 5271 sayılı CMK’nın 264. maddesine göre de Kanun yolunun ve merciin belirlenmesinde yanılma başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağından sanığın temyiz dilekçesi itiraz niteliğinde kabul edilerek itirazın merciince incelenmesi için dosyanın incelenmeksizin mahalline istem gibi İADESİNE,
II- Sanık hakkında karşılıksız yararlanma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-Sanığın temyiz dilekçesinde katılan kurum zararını ödediğini belirtmesi ve dilekçesinin ekinde 30.03.2015 tarihli ödeme dekontunun aslını sunması, katılan vekilinin temyiz dilekçesine karşı sunduğu cevap dilekçesinde ise sanığın sunduğu dekontta yer alan ödemelerin suça konu kaçak kullanımdan dolayı ödenmesi gereken borca ait olmadığını belirtmesi karşısında öncelikle katılan kurumdan sanık hakkında düzenlenen 26/12/2012 tarihli kaçak su kullanım tutanağına ilişkin borcun ödenip ödenmediğinin sorulup sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininin gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
2-6352 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 05/07/2012 tarihi sonrasında işlenen karşılıksız yararlanma suçlarında 5237 sayılı TCK’nın 163/3. ve 168/5. maddelerine göre soruşturma aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığınca katılan kurumun cezasız ve vergili gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılıp, sanığa miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun cezasız ve vergili gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulması gerektiği ve bildirim sonrası verilen sürede kurumun gerçek zararının soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin edilmesi halinde bu bir dava şartı olduğundan TCK’nın 168/5. maddesine göre kamu davasının açılamayacağı ve eğer soruşturma aşamasında bu ihtar işlemi yapılmamış olmasına rağmen sanık tarafından kovuşturma aşamasında katılan kurumun zararının tamamen karşılanması halinde bu ödemenin soruşturma aşamasında yapılmış gibi kabul edilerek sanık hakkında CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerekeceği nazara alınarak; yukarıdaki bentte belirtildiği şekilde katılan kurumdan borcun ödenip ödenmediği sorulup, borç ödenmiş ise düşme kararı verilmesi, borcun ödenmemiş olduğunun tespiti halinde ise, suça konu 26/12/2012 tarihli tutanağa ilişkin olarak katılan kurumun cezasız ve vergili gerçek zararının bilirkişiye hesaplattırılıp yukarıda izah edilen şekilde sanığa usulüne uygun bildirimde bulunulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 10/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.