Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2019/10698 E. 2019/12372 K. 04.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/10698
KARAR NO : 2019/12372
KARAR TARİHİ : 04.07.2019

Nitelikli hırsızlık suçundan suça sürüklenen çocuk …’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b, 143, 35, 31/2 ve 168/1. maddeleri uyarınca 2 ay 5 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 23. maddesi uyarınca 3 yıl denetime tâbi tutulmasına dair İstanbul Anadolu 1. Çocuk Mahkemesinin 18/12/2014 tarihli ve 2012/134 esas, 2014/962 sayılı kararının 05/01/2015 tarihinde kesinleşmesini müteakip, suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde 31/08/2015 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine, hakkındaki hükmün açıklanarak, 5237 sayılı Kanun’un 1142/1-b, 143, 35, 31/2, 168/1 ve 52. maddeleri gereğince 1.300,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin İstanbul Anadolu 1. Çocuk Mahkemesinin 16/01/2019 tarihli ve 2018/652 esas, 2019/27 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 14/05/2019 gün ve 94660652-105-34-6230-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/05/2019 gün ve 2019/55503 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre; suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı hırsızlık suçunu 20/11/2011 tarihinde işlediği, bu tarih itibariyle 12-15 yaş gruba aralığında bulunduğu ve hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 05/01/2015 tarihinden denetim süresi içerisinde yeniden suç işlediği 31/08/2015 tarihine kadar dava zamanaşımı süresinin 5271 sayılı Kanun’un 231/8-son cümlesi gereğince duracağı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66/2, 66/1-e maddeleri uyarınca dava zamanaşımının 4 yıl, anılan Kanun’un 66/2, 66/1-e ve 67/4. maddeleri gereğince olağanüstü dava zamanaşımı süresinin ise 6 yıl olduğu dikkate alındığında, suç tarihi olan 20/11/2011 gününden hükmün açıklanmasına ilişkin kararın verildiği 16/01/2019 tarihine kadar bu sürelerin ziyadesiyle geçtiği ve suça sürüklenen çocuk hakkında dava zamanaşımının dolduğu gözetilmeden, davanın düşürülmesi yerine yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.11.2018 tarihli ve 2016/6-986 E., 2018/554 K. sayılı içtihadında belirtildiği üzere 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 35. maddesi ve Çocuk Koruma Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 20 ve 21. maddeleri uyarınca; fiil işlendiği sırada 12-15 yaş grubu içerisinde bulunan suça sürüklenen çocuğun işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, sosyal yönden inceleme yaptırılması gerekli olduğu halde, mahkemece sosyal inceleme raporu alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması hususu ile olay günü müştekinin evinden suça konu eşyaları çalmaya kalkışan suça sürüklenen çocuk … ve olayın diğer faillerinin, ihbar üzerine olay yerine gelen polisleri görünce kaçmaya başladıklarının ve olayın diğer faillerinden olan suça sürüklenen çocuk …’ın, suça konu malzemeler ile birlikte olay yerinde kolluk görevlilerince yakalandığının, diğerlerinin ise olay yerinden kaçtığının ve ele geçen suça konu malzemelerin müştekiye kolluk görevlilerince teslim edildiğinin anlaşılması karşısında; olayda etkin pişmanlık koşullarının bulunmadığı ve teşebbüs aşamasında kalan suçlarda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeden, suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK’nın 168/1. maddesinin uygulanmasına karar verilmesi hususu da belirlenmiş olup, bu yönlerden de kanun yararına bozma isteminde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 04/07/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.