Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2018/6851 E. 2019/1169 K. 28.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/6851
KARAR NO : 2019/1169
KARAR TARİHİ : 28.01.2019

Hırsızlık suçundan sanık …’ın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 493/1, 65/3, 522, 81/2. maddeleri gereğince 4 yıl 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair …. 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/06/2003 tarihli ve 2000/363 esas, 2003/345 sayılı kararının Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 09/11/2005 tarihli ve 2004/20321 esas, 2005/14806 karar sayılı ilâmı ile bozulmasını müteakip, yapılan yargılama neticesinde sanığın hırsızlık suçundan 5237 sayılı Kanun’un 142/1-b ve 39. maddeleri uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair …. 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/01/2007 tarihli ve 2005/1593 esas, 2006/38 sayılı kararının Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 03/11/2011 tarihli ve 2007/20564 esas, 2011/45063 karar sayılı ilâmı ile bozulmasını takiben, yapılan yargılama neticesinde sanığın 5237 sayılı Kanun’un 142/1-b ve 39. maddeleri uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair …. 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/12/2012 tarihli ve 2012/45 esas, 2012/1103 sayılı kararının Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 09/12/2014 tarihli ve 2013/32981 esas, 2014/21961 karar sayılı ilâmı ile bozulması üzerine, yapılan yargılama neticesinde kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine ilişkin …. 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/03/2015 tarihli ve 2015/1 esas, 2015/202 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 15/10/2018 gün ve 94660652-105-16-9374-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22/10/2018 gün ve 2018/84561 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, …. 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/03/2015 tarihli kararının diğer sanık Şahin Tür tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 20/12/2016 tarihli ve 2016/10749 esas ve 2016/17370 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, sanık hakkında atılı hırsızlık suçundan 17/06/2003 tarihinde verilen kararın kesinleştiği, daha sonra yapılan yargılamaların uyarlama yargılaması niteliğinde olduğundan, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un “Lehe hükümlerin uygulanmasında usul” kenar başlıklı 9. maddesinin 4. fıkrasında yer alan; “Kesin hükümle sonuçlanmış olan davalarda, sonradan yürürlüğe giren bir kanunla ilgili olarak lehe hükmün belirlenmesi ve uygulanması amacıyla yapılan yargılama bakımından dava zamanaşımına ilişkin hükümler uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında; sanık hakkındaki kesinleşmiş hükümle sonuçlanmış olan davanın zamanaşımı sebebiyle ortadan kaldırılmasına karar verilemeyeceği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
17/06/2003 tarihinde verilen kararın hükümlü … hakkında kesinleşmesinden sonra yapılan yargılamalar uyarlama yargılaması niteliğinde olduğundan, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un “Lehe hükümlerin uygulanmasında usul” kenar başlıklı 9. maddesinin 4. fıkrasında yer alan; “Kesin hükümle sonuçlanmış olan davalarda, sonradan yürürlüğe giren bir kanunla ilgili olarak lehe hükmün belirlenmesi ve uygulanması amacıyla yapılan yargılama bakımından dava zamanaşımına ilişkin hükümler uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında; hükümlü … hakkındaki kesinleşmiş hükümle sonuçlanmış olan davanın zamanaşımı sebebiyle ortadan kaldırılmasına karar verilemeyeceği nazara alınarak hükümlü hakkında lehe olan kanun belirlenerek bu kanuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde davanın düşürülmesine karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden (….) 5. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 26/03/2015 gün ve 2015/1 E., 2015/202 K. sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine, 28/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.