Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2018/6754 E. 2018/15608 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/6754
KARAR NO : 2018/15608
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

Bir hukukî ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla hırsızlık suçundan sanık …’ın, 5237 Türk Ceza Kanunu’nun 144/1.b, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 2.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair KUMLUCA 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/05/2018 tarihli ve 2015/389 esas, 2018/437 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 08/11/2018 gün ve 94660652-105-07-8889-2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16/11/2018 gün ve 2018/91403 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında hükmün gerekçe kısmında, “Türk Ceza Kanunu’nun 61. maddesi uyarınca, suçun işleniş biçimi, failin güttüğü amaç ve saik, katılanların uğramış olduğu zarar göz önünde bulundurularak temel ceza tertip edilirken alt sınırdan ayrılmak suretiyle ceza tayini uygun görülmemiştir” denilmesine karşın, hüküm fıkrasında alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi karşısında, hüküm ve gerekçe arasında çelişki oluştuğu cihetle, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanık … hakkında mahkemece, hükmün gerekçesinde “ TCK’nın 61. maddesi uyarınca, suçun işleniş biçimi, failin güttüğü amaç ve saik, katılanların uğramış olduğu zarar göz önünde bulundurularak temel ceza tertip edilirken alt sınırdan ayrılmak suretiyle ceza tayini mahkememizce uygun görülmemiştir.” denilmesine karşın hükmün esasını teşkil eden kısa kararda “…alt sınırdan ayrılarak” denmek suretiyle 5237 sayılı TCK’nın 144/1-b ve 62. maddeleri gereğince alt sınırdan ayrılarak sanığın mahkûmiyetine karar verilmiş ise de;
Dosya kapsamına göre, sanığın trafikte kendisi adına … plakası ile kayıtlı olan suça konu aracı, olaydan evvel … isimli şahsa -satması için- vekalet vererek teslim ettiği ve karşılığında …’ten senet aldığı, sonrasında …’in suça konu aracı galerici olan … isimli şahsa sattığı ve devrini gerçekleştirdiği, ardından da suça konu aracın plakası resmi yoldan değiştirilip … plakalı olarak karı-koca olan katılanlar … çifti tarafından …’den satın alındığı ve noter satışının da gerçekleştirilerek trafikte katılan … adına tescilinin yapıldığı ve akabinde sanığın olay günü gördüğü aracı, … isimli şahsın kendisine olan borcunu ödememesi sebebiyle- kendisinde kalan yedek anahtar ile çalıştırıp çaldığı olayda sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 144/1-b maddesinde tanımlanan bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla hırsızlık suçunu değil, aynı Kanun’un 142/2-d maddesinde tanımlanmış olan haksız yere elde bulundurulan anahtarla kilit açmak suretiyle hırsızlık suçunu oluşturacağı, sanığın hukukî durumunun buna göre takdir ve tayininin gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması hususu da belirlenmiş olup, bu yönden de kanun yararına bozma isteminde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 17/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.