Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2018/6694 E. 2018/15069 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/6694
KARAR NO : 2018/15069
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

Nitelikli hırsızlık suçundan sanık …’ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b ve 62/1. maddeleri uyarınca 2 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Dikili Asliye Ceza Mahkemesinin 20/05/2013 tarihli ve 2011/91 esas, 2013/378 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 02/10/2018 gün ve 94660652-105-35-2742-2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09/10/2018 gün ve 2018/80743 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre,
1- Sanığın üzerine atılı bulunan hırsızlık suçunu işlediğinden bahisle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-b. maddesi gereğince 2 yıl 3 ay hapis cezasına mahkûm edilmesini müteakip, aynı Kanun’un 62/1. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılarak, 2 yıl 1 ay hapis cezası yerine 2 yıl 3 ay hapis cezasına mahkûmiyetine karar verilerek, yazılı şekilde fazla ceza tayininde,
2- Olay günü suça sürüklenen çocuklar … ve … ’nın, arkadaşları … ile birlikte, …’ın dayısının açmış olduğu işyerinin broşürlerini evlere dağıttıkları sırada şikâyetçinin evinin bahçesine de bu amaçla girdikleri, kapıyı çaldıkları, kapıyı açan olmayınca …’in pencereden içeri girdiği, … ve …’nin de dışarıda gözcülük yaptığı, …’in içerinden iki adet altın yüzük ve küpe teki aldığı, yüzüğün tekini … ve …’ye verdiği, bunların da söz konusu yüzüğü bozdurması için diğer suça sürüklenen çocuk … …’a verdikleri, …’un yüzüğü bozdurmadan yakalandığı, …’in diğer altın yüzük ve küpeyi kuyumcuda bozdurmak istediği halde bozduramadığı, bilahare borçlu olduğu sanık …’ın kendisini yolda görmesi üzerine …’a altınları vererek kuyumcudan bozdurmasını istediği, sanık …’ın da altın yüzük ve küpeyi kuyumcuda bozdurup paranın 105 Türk lirasını alıp, geri kalan 100 Türk lirasını ise …’e verdiği şeklinde gerçekleştiği kabul edilen eylemde, sanık …’ın daha önce çalınan altınları kabul ederek kuyumcuya bozdurması şeklindeki eyleminin hırsızlık suçuna iştirak ya da yardım etme değil, 5237 sayılı Kanun’un 165. maddesinde düzenlenmiş olan suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu oluşturacağı, sanığın hukukî durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanık … hakkında mahkemece hükmün esasını teşkil eden kısa kararda “…üzerine atılı hırsızlık suçundan sabit görülen eylemine uyan TCK’nın 39. maddesi delaleti ile” TCK’nın 142/1-b ve 62. maddeleri gereğince mahkûmiyetine karar verilmiş ise de; dosya kapsamına göre, olay günü suça sürüklenen çocuklar … ve … Kaya’nın, arkadaşları … ile birlikte, …’ın dayısının açmış olduğu işyerinin broşürlerini evlere dağıttıkları sırada şikâyetçinin evinin bahçesine de bu amaçla girdikleri, kapıyı çaldıkları, kapıyı açan olmayınca …’in pencereden içeri girdiği, … ve …’nin de dışarıda gözcülük yaptığı, …’in içerinden iki adet altın yüzük ve küpe teki aldığı, yüzüğün tekini … ve …’ye verdiği, bunların da söz konusu yüzüğü bozdurması için diğer suça sürüklenen çocuk … …’a verdikleri, …’un yüzüğü bozdurmadan yakalandığı, …’in diğer altın yüzük ve küpeyi kuyumcuda bozdurmak istediği halde bozduramadığı, bilahare borçlu olduğu sanık …’ın kendisini yolda görmesi üzerine …’a altınları vererek kuyumcudan bozdurmasını istediği, sanık …’ın da altın yüzük ve küpeyi kuyumcuda bozdurup paranın 105 TL’sini alıp, geri kalan 100 TL’yi ise …’e verdiği şeklinde gerçekleştiği kabul edilen eylemde, sanık …’ın daha önce çalınan altınları kabul ederek kuyumcuya bozdurması şeklindeki eyleminin hırsızlık suçuna iştirak ya da yardım etme değil, TCK’nın 165. maddesinde düzenlenmiş olan suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu oluşturacağı, sanığın hukukî durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması nedeniyle 2 no’lu kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (DİKİLİ) Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen, 20.05.2013 gün, 2011/91 E., 2013/378 K. sayılı kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin mahkemesince yerine getirilmesine, verilen kararın niteliği itibariyle 1 no’lu kanun yararına bozma istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 10/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.