Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2018/6684 E. 2018/15074 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/6684
KARAR NO : 2018/15074
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

Su hırsızlığı suçundan sanık …’ın beraatine dair Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/10/2011 tarihli ve 2011/410 esas, 2011/538 sayılı kararını müteakip, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 6352 sayılı Kanun hükümleri uyarınca uyarlama yargılaması yapılması gerektiğinden bahisle dosyanın iade edilmesi üzerine yapılan uyarlama yargılaması neticesinde, sanığın 5237 sayılı Kanun’un 163/3, 43 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/12/2013 tarihli ve 2013/80 esas, 2013/656 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 26/10/2018 gün ve 12281-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06/11/2018 gün ve 2018/89022 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
1-05/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun’un geçici 2/2. maddesinde “Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisi…hakkında hırsızlık suçundan dolayı kovuşturma yapılan veya kesinleşmiş olup olmadığına bakılmaksızın hakkında hüküm verilen kişinin, bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde, zararı tamamen tazmin etmesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz, verilen ceza tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar.” şeklinde yer alan düzenleme nazara alınarak, benzer bir uyuşmazlıkta Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 20/01/2015 tarihli ve 2014/33699 esas, 2015/205 sayılı kararında da belirtildiği üzere sanığa bilirkişi tarafından normal tarifeye göre hesaplanacak olan cezasız kaçak kullanım bedelini ödeyerek şikayetçi kurumun zararını gidermesi halinde 6352 sayılı Kanun’un geçici 2/2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine dair bildirimde bulunularak sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesinde,
2- Uyarlama yargılaması yapılırken suçun sübutu yönünden delillerin yeniden değerlendirilemeyeceği, yalnızca 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme karşısında, önceki ve sonraki temel ceza kanunlarının ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe kanunun tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde,
3-Sanığa usulüne uygun şekilde duruşma günü tebliğ edilmeden, yokluğunda yargılamanın sonlandırılmasında, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesinin, sanığın yüzüne karşı ve katılan vekilinin yokluğunda verdiği 17.10.2011 tarih ve 2011/410 E., 2011/538 K. sayılı beraat kararının, katılan vekilinin temyizi üzerine Yargıtaya gönderildiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 6352 sayılı Yasa gereğince yapmış olduğu 10.01.2013 tarihli iadesi sonrası Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesinin, sanığın yokluğunda vermiş olduğu 11.12.2013 tarih ve 2013/80 E., 2013/656 K. sayılı mahkumiyet kararının, sanığın 17.10.2011 tarihinde alınan savunmasında bildirdiği “… Cad. 203/11 …” adresine tebliğe çıkartılıp, bu tebligatın “muhatabın adresten taşındığı” gerekçesiyle iade edilmesi üzerine, mahkemece sanığın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi olup olmadığı araştırılarak, olmadığının tespiti halinde ancak daha önce usulüne uygun tebligat yapılması şartı ile 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre eski adrese tebliğ işlemi yapılması gerekirken, daha önce usulüne uygun herhangi bir tebliğ yapılmamış bu adrese 35. maddeye göre 23.01.2014 tarihinde yapılan tebliğ işlemi geçersiz olduğundan hükmün usulüne uygun kesinleşmediği ve sonraki tüm işlemlerin hukuken geçersiz olduğu belirlenmekle, kesinleşmemiş kararlara karşı kanun yararına bozma isteminde bulunulamayacağından, öncelikle 11.12.2013 tarihli mahkumiyet kararının sanığa tebliğ edilip, usulüne uygun olarak kesinleştirildikten sonra yeniden kanun yararına bozma isteminde bulunulması mümkün olup (ANKARA) 8. Asliye Ceza Mahkemesinin, 11.12.2013 gün ve 2013/80 E., 2013/656 K. sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 10/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.