Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2018/6679 E. 2018/15607 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/6679
KARAR NO : 2018/15607
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

Kamu malına zarar verme suçundan sanık …’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 152/1-a, 43, 31/3 ve 52/2. maddeleri gereğince 6.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, suça sürüklenen çocukların hırsızlık suçundan 5237 sayılı Kanun’un 142/1-b, 168/1, 31/3 ve 116/4. maddeleri uyarınca 7 ay 3 gün hapis ve 1 yıl hapis cezaları ile cezalandırılmasına, 1 yıl hapis cezasına ilişkin hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5-6. maddeleri uyarınca açıklanmasının geri bırakılmasına dair Aralık Asliye Ceza Mahkemesinin 20/03/2013 tarihli ve 2011/480 esas, 2013/288 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 25/10/2018 gün ve 94660652-105-76-11401-2017-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06/11/2018 gün ve 2018/88969 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Aralık Asliye Ceza Mahkemesince suça sürüklenen çocukların hırsızlık suçu sabit kabul edildiğinden bahisle 5237 sayılı Kanun’un 142/1-b, 168/1 ve 31/3. maddeleri uyarınca 7 ay 3 gün hapis ve yine hırsızlık suçu zikredilmek sureti ile mezkur Kanun’un 116/4. Maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezasına hükmedilmiş ve bu ceza yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise de, birden fazla suça sürüklenen çocuğun yargılandığı dosyaya ilişkin karar başlığında suça sürüklenen çocuklardan yalnız …’nün isminin yazıldığı, hükmün gerekçe kısmından da hangi suça sürüklenen çocuk hakkında hüküm kurulduğunun belirtilmemesi karşısında, 7 ay 3 gün hapis ve açıklanması geri bırakılan 1 yıl hapis cezasına ilişkin hükmün infaz kabiliyeti bulunmadığı ve hukuki değerden yoksun olduğu düşünülerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/1, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141/3, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 34/1 ve 230/1-c maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması, gerekçede iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin açık olarak belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi ve delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği gözetilmeden, Anayasa ve 5271 sayılı Kanun’un amir hükümlerine aykırı şekilde gerekçesiz hüküm kurulmasında,
Kabule göre;
1- Aralık Cumhuriyet Başsavcılığının 09/09/2011 tarihli ve 2011/1017 soruşturma, 2011/972 esas, 2011/568 sayılı iddianamesi ile sanık … hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlâl etme suçlarından kamu davası açıldığı ve 05/10/2011 tarihli oturumda sanığa iddianame okunarak isnat edilen suç anlatılarak savunması alındığı halde, yapılan yargılama sonucunda bu sanık yönünden bir karar verilmemiş olunmasında,
2- Aralık Cumhuriyet Başsavcılığının 08/09/2011 tarihli ve 2011/1016 soruşturma, 2011/970 esas, 2011/566 sayılı iddianamesi ile sanıklar … ve … haklarında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlâl etme suçlarından da kamu davası açıldığı, Aralık Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/479 esasına kayden yürütülen yargılamada 05/10/2011 tarihli ilk celsede sanıklara iddianame okunarak isnat edilen suç anlatılarak savunmalarının alındığı yargılama sonunda dosyanın 22/11/2011 tarihli ve 2011/479 esas, 2011/255 sayılı kararı ile Aralık Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/480 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesine karşın bu sanıklar yönünden bir karar verilmemiş olunmasında,
3- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 225/1. maddesinde yer alan, “Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir.” şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak, hakkında açılmış dava bulunmayan sanık … hakkında hüküm kurulmasında, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Yargıtay 13. Ceza Dairesince yapılan inceleme sırasında, dairece tespit edilen başka bir hukuka aykırılık nedeniyle kanun yararına bozma isteminin genişletilmesi yönünde, Adalet Bakanlığına ihbarda bulunulduğu belirlenmekle, sehven dairemize gönderildiği anlaşılan dosyanın, daha önce inceleme yaparak ihbarda bulunan Yargıtay 13. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 17/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.