Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2018/6676 E. 2018/15610 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/6676
KARAR NO : 2018/15610
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

Hırsızlık suçundan meçhul şüpheli hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 07/09/2017 tarihli ve 2017/40415 soruşturma, 2017/19428 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii BAKIRKÖY 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 26/01/2018 tarihli ve 2018/637 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 01/11/2018 gün ve: 94660652-105-34-8692-2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09/11/2018 gün ve 2018/89881 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, dosya kapsamına göre müştekinin savcılık tarafından ifadesinin alınmadığı gibi kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı müşteki vekili tarafından verilen itiraz dilekçesinde, çalındığı iddia edilen çeklerin numaraları ve olay nedeniyle müştekiyi arayan kişilerin arama ve mesaj dökümleri bildirildiği halde eksik soruşturmaya dayalı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşıldığından, ortada 5271 sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun’un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapılmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesindeisabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, bir suçun işlendiği ihbarını alan Cumhuriyet savcısı, delil toplayıp maddi gerçeği araştırmaya başlayarak, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe bulunması halinde, aynı Kanun’un 170/2. maddesi uyarınca iddianame düzenleyip kamu davasını açmakla, yeterli şüphe bulunmaması halinde ise Kanun’un 172. maddesi uyarınca kovuşturmaya yer olmadığına karar vermekle görevli bulunmaktadır. Buna karşın Cumhuriyet savcısının kararına itiraz üzerine Sulh Ceza Hakimliğince Cumhuriyet savcısı tarafından gerekli delillerin toplanmadığı veya araştırmanın olayın özelliğine göre yetersiz ve yüzeysel kaldığının açıkça anlaşıldığı durumlarda, soruşturmanın eksik yapıldığından bahisle, genişletilmesine gerek görürse bu hususu açıkça belirtmek suretiyle CMK’nın 173/3. maddesi uyarınca soruşturmanın genişletilmesi kararı vererek, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir, Cumhuriyet başsavcılığı belirtilen eksikleri tamamlayıp delilleri topladıktan sonra itirazı incelemek üzere dosyayı yeniden Sulh Ceza Hakimliğine gönderecektir. Sulh Ceza Hakimi bu kez dosyayı inceleyip itirazı kabul veya reddedecektir.
İnceleme konusu dosyada, şikâyetçinin aracı içerisinde bulunan iki adet laptop çantasının ve bu çantaları içinde yer alan 2000 TL parası ile çeklerinin ve 5000 TL lik senedi ile banka kartlarının çalındığını belirterek karakola müracaatından sonra Cumhuriyet başsavcılığınca, olaya ilişkin olarak müştekinin ayrıntılı beyanının alınmasını müteakip, çalındığını belirttiği çek numaralarının tespiti ile bu numaralar üzerinden araştırma yapılması(herhangi bir bankaya ibraz edilip edilmediğinin sorulması gibi) ve ayrıca kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı müşteki vekili tarafından verilen itiraz dilekçesinde, çalındığı iddia edilen çeklerin numaralarının ve olay nedeniyle-suça konu çekler sebebiyle müştekiyi arayan kişilerin arama ve mesaj dökümlerinin bildirildiği görülmekle bu hususta da soruşturmanın genişletilmesi gerekirken herhangi bir soruşturma işlemi yapılmadan soyut gerekçelerle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğinin anlaşılması karşısında; kanunun öngördüğü şekilde soruşturma yapılmasının sağlanması için itiraz merciince itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (BAKIRKÖY) 1. Sulh Ceza Hakimliğince kesin olarak verilen 26.01.2018 gün ve 2018/637 D. İş sayılı kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (a) bendi uyarınca sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 17/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.