YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/6604
KARAR NO : 2018/16065
KARAR TARİHİ : 20.12.2018
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığını bozma, mala zarar verme, başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Gerekçeli karar başlığında suç adının iş yeri dokunulmazlığını bozma yerine konut dokunulmazlığını bozma olarak yazılması, mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
Sanık …’ın adli sicil kaydında tekerrüre esas mahkumiyeti bulunduğu halde hakkında TCK’nın 58. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanmaması ve mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezasının infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
1-Sanıklar …, … hakkında hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığını bozma, sanık … hakkında başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Oluşa ve dosya kapsamına göre; iş yeri dokunulmazlığını bozma suçu birden fazla kişi ile birlikte işlenmesine karşın sanıklar hakkında iş yeri dokunulmazlığını bozma suçundan 5237 sayılı TCK’nın 119/1-c maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
2-Sanıklar …, … hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz itirazlarına gelince;
Dosya içeriğindeki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Sanıkların talimatla alınan 05.07.2012 tarihli duruşmada alınan beyanlarında katılanın zararını gidermek istediklerini, esas mahkemelerinde 08.12.2009 tarihli duruşmada alınan ifadelerinde ise katılan ile uzlaşmak istediklerini belirttikleri, sanıkların her iki beyanları sırasında da cezaevinde tutuklu olduklarının anlaşılması karşısında, sanıklara katılanın zararını gidermeleri konusunda makul bir süre de tanınıp bu süre beklenilerek, sonucuna göre 5237 sayılı TCK’nın 168/2. maddesinde yer alan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 20/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.