Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2018/6375 E. 2019/9243 K. 21.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/6375
KARAR NO : 2019/9243
KARAR TARİHİ : 21.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın 24/10/2017 havale tarihli dilekçesindeki anlatımından temyiz başvurusu ile birlikte eski hale getirme isteminde bulunduğunun anlaşılması ve eski hale getirme istemi hakkındaki karar verme yetkisinin, 5271 sayılı CMK’nın 42/1. maddesi uyarınca Yargıtay’ın ilgili dairesine ait olması nedeniyle sanığın yokluğunda verilen 26/06/2013 tarihli kararın sanığın en son bildirdiği adres yerine MERNİS adresine tebliğ edildiği, bu tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığının anlaşılması karşısında; sanığın 24/10/2017 tarihli temyiz isteminin öğrenme üzerine süresinde olduğu kabul edilerek, temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararların kaldırılmasına karar verilmek suretiyle yapılan incelemede;
Gülşehir Asliye Ceza Mahkemesinin 26/06/2013 tarihli 2012/201 ve 2013/212 esas sayılı ilamının o yer ve üst Cumhuriyet savcıları tarafından konut dokunulmazlığını bozma suçu yönünden sanık … aleyhine temyiz ettikleri, Dairemizin 11/07/2017 tarihli 2017/3164-2017/7550 esas sayılı ilamıyla sadece bu suç yönünden bozulduğu , 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanunu’nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin sanığın MERNİS adresine doğrudan “MERNİS adresi” ibaresi ile çıkarılan ve Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligat işleminin usule aykırı olduğu nazara alındığında sanık hakkında konut dokunulmazlığını bozma suçundan Dairemizin 11/07/2017 tarihli 2017/3164-2017/7550 esas sayılı ilamıyla bozulan ve yeni esasa kaydedilen dosyada konut dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan kararın sanığa tebliğ yapılmadan sadece o yer ve üst Cumhuriyet savcısının temyizi üzerine incelendiği belirlenmiş olup sanık hakkında konut dokunulmazlığını bozma suçundan dolayı Dairemizce 11/07/2017 tarihli 2017/3164-2017/7550 esas sayılı ilamıyla bozulan kararın itiraz kanun yoluna başvurulmasının mahallinde değerlendirilmesi gerektiği nazara alındığında temyiz talebinin hırsızlık ve mala zarar verme suçları yönünden incelenmesine karar verilerek yapılan incelemede;
Sanığın ikinci kez mükerrir sayılması gerektiği gözetilmeyerek mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış, 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Sanığın adli sicil kaydında yer alan ve tekerrüre esas alınan Bartın Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/964-2009/250 esas sayılı ilamında birden fazla suçtan verilmiş cezalar olduğu gözetilerek, bu cezalardan en ağırının tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları, bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince istem gibi BOZULMASINA; ancak bu aykırılığın aynı Kanun’un 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; sanık hakkında Bartın Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/964-2009/250 esas sayılı ilamındaki hırsızlık suçundan verilen 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasının tekerrüre esas alınmasına karar verilmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.