Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2018/5825 E. 2018/13658 K. 19.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5825
KARAR NO : 2018/13658
KARAR TARİHİ : 19.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız yararlanma
HÜKÜM : Beraat

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık hakkında karşılıksız yararlanma suçundan yerel mahkeme tarafından verilen 25/04/2017 tarih ve 2015/692 Esas – 2017/316 Karar sayılı beraat hükmü, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 18/12/2017 gün ve 2017/4560 Esas, 2017/13717 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş, her ne kadar mahkeme tarafından direnme kararı verildiği belirtilmiş ise de, direnme kararında bozmadan önce verilen kararda yer verilmeyen yeni gerekçeler gösterildiği ve bu itibarla mahkemenin verdiği kararın direnme kararı olmayıp bozmaya uyularak verilmiş bir karar olduğu belirlenmiş olup, karşılıksız yararlanma suçu için eylemli uyma sonucu verilen hükmün incelenmesinde;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Bozma ilamımızda belirtildiği üzere; kaçak tutanağına konu yerin suç tarihinde sanık tarafından işletildiği hususunda kuşku bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın 26.04.2018 tarihli duruşmadaki savunmasında, suçtan doğan zararın tamamını ödediğini belirterek yaptığı ödemelere ilişkin 12/03/2018 tarihli tahsilat makbuzlarını ibraz ettiğinin anlaşılmasına göre; öncelikle sanığın hangi tarihte ne kadar ödemede bulunduğunun ve yapılan ödemelerin dava konusu tutanağa ilişkin olup olmadığının katılan kurumdan sorulması, ödeme yapmış olduğu takdirde sanığın ödediği miktarın katılan kurumun zararını karşılaması halinde, 02.07.2012 tarihinde kabul edilerek, 28344 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un geçici 2. maddesinin l. fıkrası uyarınca aynı maddenin 2. fıkrası gereğince, sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, aksi halde yargılama sırasında, kaçak elektrik miktarının bilirkişi marifetiyle belirlenmemiş olması da dikkate alınarak, suç tarihinde sanığın suça konu yerde kullandığı kaçak elektrik miktarının, dolayısıyla katılan kurumun gerçek zararının bilirkişi marifetiyle kesin olarak tespiti ile sanığa miktar da belirtilmek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun cezasız ve vergisiz gerçek zararını gidermesi durumunda 6352 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine” ilişkin bildirimde bulunulduktan sonra yasal sürenin geçmesi nedeni ile sanığa makul bir süre de tanınıp bu süre beklenilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden 6352 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 aylık ödeme süresinin geçtiğinden bahisle ve ‘Atılı suçun işlendiği iddia olunan işyerinin kendisine ait olduğunu söyleyen ve ifadesi hükme esas alınan bu nedenle hakkında mahkemece suç duyurusunda bulunulan sanığın eniştesi olan tanık …’ye, 5271 sayılı CYY’nın 48. maddesi uyarınca kendisini ceza kovuşturmasına uğratabilecek nitelikteki sorulara yanıt vermekten çekinme hakkı bulunduğunun önceden açıklanarak bildirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi’ şeklindeki 03.04.2012 tarihli bozma ilamımız da gözardı edilerek, usulüne uygun olmayan şekilde dinlendikten sonra vefat ettiği için tekrardan beyanı alınamayan tanığın 08.10.2008 tarihli beyanı -kendisinin işlettiğini beyan etmesinin kendisi aleyhine sonuç doğurabileceğini bilmesinin kuvvetle muhtemel oluşu ve tanık …’nin vefat etmiş oluşu nedeniyle yeniden dinlenilmesinin mümkün olmaması ve 08/10/2008 günlü beyanının sanık lehine oluşu- şeklindeki yerinde olmayan gerekçe ile hükme esas alınarak eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde sanığın beraatine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 19/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.