Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2018/2062 E. 2019/1016 K. 17.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/2062
KARAR NO : 2019/1016
KARAR TARİHİ : 17.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK : …
SUÇ : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığını bozma, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
İbadethane olarak kullanılan … Caminin penceresinin kilit kısmını kırdıktan sonra dosyada yargılaması yapılan ve hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen diğer suça sürüklenen çocuk …. ile birlikte camiye giren ve minberin üst tarafında bulunan dolap kapağını da kırarak zarar veren suça sürüklenen çocuğun eyleminin; 5237 sayılı TCK’nın 153. maddesinde düzenlenen “ibadethanelere zarar verme” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suçun hukuki nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde aynı Kanun’un 151/1. maddesi uyarınca hüküm kurulduğunun, belirlenmesi suretiyle yapılan incelemede;
Suç tarihinde 12-15 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuğun ibadethanelere zarar verme suçundan eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 153, 31/2. maddelerinde öngörülen cezanın üst sınırına göre TCK’nın 66/1-e, 66/2 ve 67/4. maddeleri uyarınca hesaplanan 6 yıllık zamanaşımının, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 17.04.2012 tarihi itibariyle durduğu ve suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde işlediği kasıtlı suçtan dolayı verilen hükmün kesinleşmiş olması karşısında, denetim süresi içerisindeki suçun işlendiği 20.10.2013 günü yeniden işlemeye başladığı nazara alındığında, dava zamanaşımının 17.11.2010 olan suç tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuğun temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan, 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının, 5271 sayılı CMK’nın 223/8.maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE,
2-Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığını bozma suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz itirazlarına gelince;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;
a- Suça sürüklenen çocuğun, …. Camii içerisindeki depodan ses cihazı, telsiz mikrofon ve bıçak çalması şeklindeki eyleminin, 5237 sayılı TCK’nın 142/1-a maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek aynı Kanun’un 142/1-b maddesi gereğince uygulama yapılması,
b-Şikayetçinin soruşturma aşamasında 16.11.2010 tarihinde yatsı namazını kıldırdıktan sonra caminin kapılarını kilitleyip ayrıldığını ertesi gün 17.11.2010 tarihinde saat 11.30’da camiye geldiğinde hırsızlık yapılmış olduğunu anladığını beyan etmesi, suça sürüklenen çocukların ise aşamalardaki ifadelerinde akşam saatlerinde camiye girdiklerini beyan ederek belirli bir saat belirtmememeleri karşısında; suça sürüklenen çocuklardan suç saatinin ayrıntılı olarak sorulup belirlenmesinden sonra suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken yazılı şekilde, suçun gece işlendiği kabul edilerek suça sürüklenen çocuk hakkında hükmolunan cezada TCK’nin 143. maddesi gereğince artırım yapılması ve iş yeri dokunulmazlığını bozma suçundan ise aynı Kanunun 116/4. maddesi uyarınca hüküm kurulması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
c-Suç tarihi itibariyle 12-15 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK’nın 31/2. maddesi uyarınca işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp algılamadığı veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişip gelişmediği hususunda işyeri dokunulmazlığını bozma suçu bakımından da uzman hekim raporu alınması gerektiği gözetilmeyerek sadece hırsızlık suçundan alınan rapor ile yetinilmesi,
d-İş yeri dokunulmazlığını bozma suçunun birden fazla kişiyle birlikte işlendiği anlaşılmakla, suça sürüklenen çocuk hakkında iş yeri dokunulmazlığını bozma suçundan 5237 sayılı TCK’nın 119/1-c maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,

Bozmayı gerektirmiş suça sürüklenen çocuğun temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin açıklanan sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde suça sürüklenen çocuk hakkında iş yeri dokunulmazlığını bozma suçu yönünden 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 17/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.