Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2017/4160 E. 2017/11456 K. 08.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/4160
KARAR NO : 2017/11456
KARAR TARİHİ : 08.11.2017

Hırsızlık suçundan suça sürüklenen çocuk …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 141/1, 31/2 ve 62/1. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Birecik Asliye Ceza Mahkemesinin 07/01/2013 tarihli ve 2011/372 esas, 2013/9 sayılı kararının itiraz edilmeden kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde yeni bir suç işlemesi nedeniyle yapılan ihbar üzerine, açıklanması geri bırakılan hüküm açıklanarak 5237 sayılı Kanun’un 141/1, 31/2 ve 62/1. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, anılan Kanun’un 53/1. maddesinde belirtilen hak yoksunluklarının uygulanmasına ilişkin Birecik Asliye Ceza Mahkemesinin 01/10/2015 tarihli ve 2015/642 esas, 2015/549 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 23/08/2017 gün ve 94660652-105-63-4498-2016 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/09/2017 gün ve 2017/50648 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Birecik Asliye Ceza Mahkemesinin 01/10/2015 tarihli kararını müteakip, 02/12/2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde anılan karara konu basit hırsızlık suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı, ayrıca bahse konu maddeye eklenen 1/c. bendinde “Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar.” şeklinde düzenleme yapılarak, suça sürüklenen çocuklar yönünden üst sınırı 3 yılı geçmeyen hapis cezasını gerektiren suçların da uzlaştırma kapsamına alındığı, dolayısıyla uzlaştırma hükümlerinin uygulanması gerektiği cihetle; hükmün infazının durdurularak, 5271 sayılı Kanunu’nun 253. maddesindeki esas ve usullere göre uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için yargılama dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderilmesi gerektiği gözetilerek yapılan incelemede,
1- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. maddesinde yer alan, “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü
açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.” şeklindeki hükme göre, mahkemenin duruşma açarak sanığa savunmasını bildirmek üzere tebligat göndermesi ve sonucuna göre sanığın hukukî durumunu değerlendirmesi gerektiği, ancak usulüne uygun tebligata rağmen gelmeyen sanık hakkında savunmasını almadan da hükmün açıklanabileceği gözetilmeden, duruşma açılmadan ve tebligat gönderilmeden savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- 5237 sayılı Kanun’un 50/3. maddesinde yer alan “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” şeklindeki hüküm gereğince, suç tarihinden önce hapis cezasına mahkum edilmediği anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesi uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasındaki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
3- Türk Ceza Kanunu’nun 53/4. maddesi gereğince, suçun işlendiği sırada sanığın 18 yaşından küçük olmasına rağmen aynı Kanun’un 53/1. maddesinde belirtilen hak yoksunluklarına hükmedilmesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi ile Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 12.02.2016 gün ve 2016/1 sayılı iş bölümüne ilişkin kararının ceza daireleri ortak hükümler bölümünde “Ceza daireleri, yürürlük tarihinden önce kendisine gelen ve daha önceden gelip de bozma ya da her ne suretle olursa olsun daire dışına gönderdiği işleri sonuçlandırır.” şeklindeki düzenlemesine göre, incelemenin daha önce Yüksek Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 12.04.2017 tarih ve 2017/2208 E., 2017/4014 K. sayılı kararı ile yapıldığı ve dosyanın incelemeyi yapan dairece neticelendirilmesinin gerekmesi sebebiyle kanun yararına bozma incelemesinin Yüksek Yargıtay 13. Ceza Dairesinin görevine girdiğinden Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın ilgili Daireye gönderilmesine, 08.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.