Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2017/3381 E. 2017/8011 K. 13.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/3381
KARAR NO : 2017/8011
KARAR TARİHİ : 13.09.2017

Hırsızlık suçundan sanık …’nın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 491/ilk, 522/1, 523/1, 59/1, 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’un 4. maddeleri uyarınca 160,000,000 Türk lirası ağır para cezası ile cezalandırılmasına, cezasının 647 sayılı Kanun’un 6. maddesi gereğince ertelenmesine dair Eskişehir 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 23/12/1996 tarihli ve 1996/806 esas, 1996/911 sayılı kararını müteakip, sanığın memnu hakların geri verilmesi talebinin reddine, mahkumiyet hükmünün esasen vaki olmamış sayıldığının tespitine ilişkin Eskişehir 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/12/2016 tarihli ve 2016/156 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 15/05/2017 gün ve 4460-2017-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.05.2017 gün ve 2017/31642 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, her ne kadar Eskişehir 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/12/2016 tarihli kararı ile “hükmün kesinleştiği 14.04.1997 tarihinden itibaren yasal 5 yıllık sürenin mülga 765 sayılı Kanun’un 95 ve mülga 647 sayılı Kanun’un 6. maddelerinde öngörülen koşullara uygun olarak geçirildiği ve bu şekilde “ilgili mahkûmiyetin esasen vaki olmamış sayıldığı” anlaşılmış olmakla, yok hükmündeki mahkûmiyetten kaynaklı yasaklanmış hakların geri verilmesi söz konusu olamayacağından” bahisle talebin reddine karar verilmiş ise de,
5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu’nun geçici 2. maddesi 2. fıkrasında “Birinci fıkra gereğince işlem yapılarak arşive alınan kayıtlar hakkında, 3682 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinde öngörülen sürelerin dolduğu veya ertelenmiş olan hükmün esasen vaki olmamış sayıldığı hallerde bu tarih esas alınarak, Anayasanın 76 ncı maddesi ve özel kanunlarda sayılan suç ve mahkûmiyetler dışındaki kayıtlar için ilgilinin, Cumhuriyet başsavcılığının veya Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünün talebi üzerine hükmü veren mahkemece veya talep edenin bulunduğu yer asliye ceza mahkemesince arşiv kaydının silinmesine karar verilir.” şeklindeki düzenleme karşısında, sanığın eyleminin Anayasanın 76. maddesi kapsamında kaldığı ve 5352 sayılı Kanunun geçici 2. maddesinin 2. fıkrası uyarınca mahkûmiyet hükmünün arşiv kaydından çıkarılmasının mümkün olmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dosya kapsamına göre, her ne kadar Eskişehir 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.12.2016 tarihli kararı ile “hükmün kesinleştiği 14.04.1997 tarihinden itibaren yasal 5 yıllık sürenin mülga 765 sayılı Kanun’un 95 ve mülga 647 sayılı Kanun’un 6. maddelerinde öngörülen koşullara uygun olarak geçirildiği ve bu şekilde ilgili mahkûmiyetin esasen vaki olmamış sayıldığı anlaşılmış olmakla, yok hükmündeki mahkûmiyetten kaynaklı yasaklanmış hakların geri verilmesi söz konusu olamayacağından” bahisle talebin reddine karar verilmiş ise de;
01.06.2005 tarihinden önce işlenen suçlara ilişkin mahkûmiyet bilgilerinin adli sicilden çıkartılması 5352 sayılı Yasa’nın geçici 2. maddesinde düzenlenmiş, suç tarihi itibarıyla, yasanın yürürlük tarihinden önceki kayıtlar hakkında, 3682 sayılı Kanun’a göre süre yönünden silinme koşulu oluşanların silinmesi mümkün olup, Anayasa’nın 76. maddesi ile özel kanun hükümleri saklı tutulmuştur. Hırsızlık suçunun Anayasa’nın 76. maddesinde sayılan suçlardan olması nedeniyle bu suça ilişkin mahkûmiyet bilgilerinin adlî sicil arşivinden silinmesine yasal olanak bulunmadığı nazara alınarak, hükümlü müdafiinin 03.01.2006 tarihli dilekçe ile Eskişehir 1. Sulh Ceza Mahkemesine başvurarak erteli cezanın üzerinden 5 yıl geçtiğinden bahisle adli sicilden silinmesini talep etmesi nedeniyle aynı tarihli kararla mahkemenin 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun geçici 2. maddesine göre Anayasa’nın 76. maddesinde yer alan suçlardan olduğundan talebin reddine karar vermesi ve bu karara yönelik yapılan itiraz üzerine Eskişehir 5. Asliye Ceza Mahkemesince 10.02.2006 tarihli “İtirazın kabulü ile hükümlü …’nın sicil kaydının 3682 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 8/2. maddesi gereğince silinmesine” dair verilen kararın kanuna aykırı olduğu ve öncelikle bu karara karşı kanun yararına bozma isteminde bulunulması gerekeceği hususu da belirlenmiş olup bu yönden de kanun yararına bozma isteminde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 13.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.