Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2016/9816 E. 2018/16069 K. 20.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/9816
KARAR NO : 2018/16069
KARAR TARİHİ : 20.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
5271 sayılı CMK’nın 231/8. maddesine, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 72. maddesi ile eklenen “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanması geri bırakılmasına karar verilemez.” şeklindeki hükmün ancak yürürlük tarihinden sonra işlenen suçlar bakımından uygulanabileceği gözetilmeden, sanık … hakkında CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi hukuka aykırı ise de; sanık hakkında erteleme hükümleri değerlendirilirken, suç işlemeye meyilli sabıkalı kişiliği göz önüne alınarak biçimindeki gerekçe ile hapis cezasının ertelenmesine yer olmadığına karar verildiği, aynı gerekçenin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-b maddesi uyarınca da aranan subjektif şartlardan olduğu dikkate alındığında, 5271 sayılı CMK’nın 231.maddesinin uygulama olanağı bulunmadığı belirlenerek yapılan incelemede;
Sanık … hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 Sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ile uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup, sanığın ve suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunun uzlaşma kapsamına alındığı nazara alınarak, uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre sanık … ve suça sürüklenen çocuk …’in hukuki durumlarının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2-5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesi gereğince temel ceza belirlenirken alt sınırın 1 yıl hapis cezası olmasına karşın, sanık ve suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan hükümde “suçun işleniş biçimi,suç konusunun önem ve değeri,meydana gelen zararın ağırlığı göz ününe alınarak takdiren alt sınırdan 1 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına” denilerek çelişki oluşturulması,
3-Sanık … ile suça sürüklenen çocuk … ve temyiz dışı suça sürüklenen çocuk …’in müştekiye ait hurda malzemeleri çalarak satmak için hurdacılık yapan tanık …’ın iş yerine götürdükleri, tanık … tarafından hurdaların tartıldığı sırada iş yerine gelen müştekinin malzemelerin kendisine ait olduğunu anlayıp tanık …’a kimden aldığını sorduğu, tanığın müştekiye o sırada dükkanda bulunan sanık … ve suça sürüklenen çocuklar … ve …’i gösterdiği, müştekinin polisi aradığı sırada kaçtıklarının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK.nun 168/1 maddesinde düzenlenen etkin pişmanlığın uygulanma koşullarının oluşmadığı gözetilmeden, yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
4-Dosya içerisinde bulunan nüfus kayıt örneğine göre suça sürüklenen çocuk …’in 10/10/1996 doğumlu olup, suçun işlendiği 26/10/2011 tarihinde onbeş yaşını tamamlayıp onsekiz yaşını doldurmadığı anlaşılmakla suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK’nın 31/3. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
5-Suça sürüklenen çocuk …’in adli sicil kaydında 5271 sayılı CMK’nın 231.maddesi uyarınca verilen ve kasıtlı suçtan mahkumiyet olarak değerlendirilmesi mümkün olmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın bulunduğunun anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuk … hakkında ” sabıkalı kişiliği göz önüne alındığında” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile 5237 sayılı TCK’nın 62. maddesi gereğince takdiri indirim hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
6- 5271 sayılı CMK’nun 231/8. maddesine, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 72. maddesi ile eklenen “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanması geri bırakılmasına karar verilemez.” şeklindeki hükmün ancak yürürlük tarihinden sonra işlenen suçlar bakımından uygulanabileceği gözetilmeden, adli sicil kaydına göre engel mahkumiyeti bulunmayan, suça sürüklenen çocuk … hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğinden bahisle 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
7-5275 sayılı Kanun’un 106/4. maddesinin “çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez” şeklindeki düzenlemesine aykırı olarak, suça sürüklenen çocuk … hakkında atılı hırsızlık suçundan kurulan hüküm fıkrasında suça sürüklenen çocuğun adli para cezasını ödememesi halinde ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceğinin belirtilmiş olması,
8-Suça sürüklenen çocuk … hakkında sosyal inceleme raporu düzenlenmesi nedeniyle sarfına sebebiyet verilen giderin, yargılama gideri olarak sanık … ve suça sürüklenen çocuk …’ten alınmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısı,sanık … ve suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 20/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.