Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2016/9596 E. 2018/13361 K. 13.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/9596
KARAR NO : 2018/13361
KARAR TARİHİ : 13.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın yokluğunda verilen 08/05/2014 tarihli hükmün, duruşmada bildirdiği adreste annesine tebliğ edildiği, sanığın gerekçeli kararın tebliğ edildiği 28.06.2014 tarihinde tedavi gördüğü hastanede bulunduğunun anlaşılması karşısında, gerekçeli karar tebliği usulüne uygun olmadığından, sanığın taburcu olduğu 08.07.2014 tarihinde gerekçeli karardan haberdar olduğunu belirttiği dilekçesindeki anlatımından temyiz başvurusu ile birlikte eski hale getirme isteminde de bulunduğunun kabulü ile sanığın öğrenme üzerine temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
1. Konut dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde,
Tekerrüre esas alınan Antalya 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/482 Esas – 2012/648 Karar sayılı mahkumiyetine konu suçun 5237 sayılı TCK’nın 141/1 maddesinde yazılı ”hırsızlık” suçuna ait olduğu ve CMK’nın 253. maddesinde 6763 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrası uzlaşma kapsamına alındığının ve sanığın başka da tekerrüre esas alınabilecek sabıkası olmadığının anlaşılması karşısında, tekerrüre esas alınan bu ilam sebebi ile uyarlama yargılaması yapılarak sonucuna göre sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hâkimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
2. Hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde,
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
a-Sanığın, müştekilerin ikamet ettiği apartmandan çalmış olduğu ayakkabıları da içine koyduğu yine çalmış olduğu pazar arabası ile birlikte, apartmandan henüz çıkmadan kolluk güçlerince yakalandığının ve müştekilerin eşyalarının eksiksiz olarak teslim edildiğinin anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığı ve 5237 sayılı TCK’nin 35. maddesine göre cezasında indirim yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde tamamlanmış suçtan hüküm kurulması,
b-5237 sayılı TCK’nin 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin, suçun tamamlanmış olması halinde uygulanacağı, sanığın üzerine atılı hırsızlık suçunun ise teşebbüs aşamasında kaldığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında hırsızlık suçu açısından hükmolunan cezadan TCK’nin 168. maddesi uyarınca indirim yapılamayacağının gözetilmemesi,
c- Sanığın, suç tarihinde apartman içerisinde her bir müştekiye ait daire önünden suça konu eşyaları çalması şeklinde gerçekleşen somut olayda; dosya içerisinde değer tespit tutanağının bulunmadığının anlaşılması karşısında; söz konusu eşyaların ayrı ayrı maddi değerleri araştırılarak sanık hakkında TCK’nin 145. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
d-Tekerrüre esas alınan Antalya 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/482 Esas – 2012/648 Karar sayılı mahkumiyetine konu suçun 5237 sayılı TCK’nin 141/1 maddesinde yazılı ”hırsızlık” suçuna ait olduğu ve CMK’nin 253. maddesinde 6763 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrası uzlaşma kapsamına alındığının ve sanığın başka da tekerrüre esas alınabilecek sabıkası olmadığının anlaşılması karşısında, tekerrüre esas alınan bu ilam sebebi ile uyarlama yargılaması yapılarak sonucuna göre sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine 13.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.