Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2016/9431 E. 2016/13872 K. 18.10.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/9431
KARAR NO : 2016/13872
KARAR TARİHİ : 18.10.2016

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-Dosya kapsamına göre lehe yasa karşılaştırması yapılırken, katılanın işyerini 22/04/2005 günü saat 23:00’te kilitleyerek kapattığının ve 23/04/2005 günü saat 05:00’te eşyalarının çalındığını anladığının, suç tarihinde güneşin saat 05:33’te doğduğunun ve TCK’nın 6/1-e maddesi uyarınca gecenin saat 04:33’te bittiğinin ve sanık …’i soruşturma aşamasındaki ifadesinde 23/04/2005 günü saat 04:30 ile 05:00 arası diğer sanık Sinan ile buluşup katılanın işyerine gittiklerini söylediğinin, yine sanık Sinan’ın da soruşturma aşamasındaki ifadesinde eylemi saat 05:00 sıraları gerçekleştirdiğini söylediğinin anlaşılması karşısında ve 5237 sayılı TCK’nın 7/2 ile 5252 sayılı Kanun’un 9/3. maddesi uyarınca sanık yararına olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkacak sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı gözetildiğinde, 5237 sayılı TCK ile 765 sayılı TCK’nın karşılaştırması yapılırken hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarının gece işlendiğine ilişkin kanıtlar denetime olanak verecek biçimde gösterilmeden değerlendirme yapılarak 5237 sayılı TCK’nın sanığın aleyhine olduğuna karar verilmesi,
2-Suç tarihi itibariyle 5237 sayılı TCK’nın 151/1. maddesinde düzenlenen mala zarar verme suçunun uzlaşmaya tabi olması ve 23/09/2014 tarihli oturumda katılan vekilinin ifadesinde sanıkla katılanın uzlaşma hususunda anlaşamadıklarını ancak sanığın samimi olarak zararı gidermek istediğini düşündüğünü bu nedenle yeniden görüşme yapmak üzere süre verilmesini istemesi ve sanığın da yeniden görüşme için süre talep etmesine karşın bu talebin reddine karar verilerek usulünce uzlaşma olanağı sağlanmaması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 18/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.