Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2016/1961 E. 2016/14620 K. 02.11.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/1961
KARAR NO : 2016/14620
KARAR TARİHİ : 02.11.2016

Hırsızlık suçundan sanık …..’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanun’un 142/2-d ve 62/1. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair … …Asliye Ceza Mahkemesinin 21/05/2015 tarihli ve 2009/68 esas, 2015/30 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 12.11.2015 gün ve 23408/73767 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.12.2015 gün ve 2015/375725 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Anılan kararın hüküm kısmında sanığın adının …olarak yazılmasının maddi hatadan kaynaklandığı ve mahallinde mahkemesince düzeltilebileceği düşünülerek yapılan incelemede,
Dosya kapsamına göre, tüm aşamalarda dinlenen müştekiler, katılanlar ve tanıkların beyanları ile sanığın savunması ve mahkemenin kabulüne göre, sanığın afet konutlarındaki inşaatta taşeron olarak çalıştığı ve alacağını alamaması nedeniyle alacağını tahsil amacıyla katılanın sahibi bulunduğu kapıları rızası olmaksızın alarak götürmesinden ibaret eylemin bir hukuki alacağın tahsili amacıyla hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Gerekçeli kararın hüküm fıkrasında … şeklinde hatalı yazılan sanığın adının, nüfus kaydına göre …. olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülerek yapılan incelemede;
TCK’nın 144/1-b maddesinin uygulanması için, alacağın bir hukuki ilişkiden doğmuş olması ve failin bu alacağı tahsil amacıyla suçu işlemiş olması gerekir. Burada failin amacı, alacağı tahsil olmalıdır. Soyut olarak hak iddiası yeterli olmayıp, taraflar arasında hukuken korunan bir alacağın var olması gerekir. Alacağı tahsil dışında, örneğin mağduru ödeme yapmaya zorlamak amacıyla eylemi gerçekleştirdiğinde, bu bent uygulanmayacaktır. Yine dikkat edilmesi gereken diğer bir husus da, alacak ile alınan mal (eşya) arasında orantı olup olmadığıdır.
Bu açıklamalar ışığında somut olayda; sanığın, taşeron …’den alacaklarını alamaması nedeniyle iş fazlası 17 adet kapıyı götürdüğü yönündeki savunmasına rağmen, … isimli şahsın gerek tanık, gerekse müşteki sıfatıyla alınan ifadelerinde sanıkla aralarında borç-alacak meselesi olmadığını belirtmesi, dinlenen tanık anlatımları, suça konu çalınan kapıların toplam miktarı (ki olay yeri inceleme raporuna göre 49 adet, tanık beyanlarına göre ise 60-70 civarı) ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle sanığa atılı nitelikli hırsızlık suçunun unsurlarının oluştuğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden (…/…) Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.05.2015 gün ve 2009/68, 2015/30 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 02.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.