Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2016/17855 E. 2017/2209 K. 27.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/17855
KARAR NO : 2017/2209
KARAR TARİHİ : 27.02.2017

Sanık … hakkında, hırsızlık suçundan dolayı verilen Van 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 06/02/2014 gün ve 2014/16 E. ve 2014/75 K. sayılı mahkumiyet kararının, sanık tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 22. CD’nin yapılan temyiz incelemesi sonunda; 31/05/2016 gün, 2015/22260 E.-2016/9163 K. sayılı ilam ile, “Başka suçtan farklı yargı çevresindeki cezaevinde hükümlü olduğu anlaşılan sanığın duruşmadan vareste tutulma hakkının hatırlatılmadığı ve vareste tutulma talebi de bulunmadığı halde hükmün açıklandığı 06.02.2014 tarihli son oturumda hazır bulundurulmadan SEGBİS aracılığı ile savunması alınarak hükümlülüğüne karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 196. maddesine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması hususunda BOZULMASINA” karar verilip, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, Yargıtay 22. Ceza Dairesinin 31/05/2016 gün, 2015/22260 E.-2016/9163 K. sayılı bozma kararının KALDIRILMASI ile sanık hakkında hırsızlık suçundan dolayı verilen Van 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 06/02/2014 gün ve 2014/16 E. ve 2014/75 K. sayılı mahkumiyet hükmünün ONANMASINA yönelik 14.07.2016 gün, 2 – 2014/276223 sayılı itirazı üzerine dosya dairemize gönderilmekle, 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesinin, 6352 sayılı Yasa’nın 99. maddesi ile eklenen 3. fıkrası uyarınca yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Sanığın bizzat huzurda yaptığı savunmadan mekan haricinde bir farkı bulunmayan SEGBİS sisteminin Adil Yargılanma ilkesine ve dolayısıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesine ve Ceza Muhakemesinin yüzyüzelik ilkesine uygun olduğu düşüncesiyle, 22. Ceza Dairesinin bozma ilamının kaldırılarak, itirazda belirtilen gerekçeyle hükmün onanması yönündeki Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
Yargıtay 22. Ceza Dairesinin 31/05/2016 gün, 2015/22260 E.-2016/9163 K. sayılı ilamının KALDIRILMASINA karar verilerek yapılan incelemede;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
09/03/2010 tarihli karar ile sanığın hırsızlık suçundan cezalandırılmasına ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, hükmün 24/06/2010 tarihinde kesinleşmesinden sonra 26/04/2011 tarihinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle sanığın yargılanarak mahkumiyetine karar verildiği ve mahkumiyet kararının 10/12/2013 tarihinde kesinleştiği belirlenmekle;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş; dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Müştekilerin ve tanığın aşamalardaki beyanlarında, hırsızlık eyleminin saat 06.00 sıralarında gerçekleştiğini beyan ettikleri, UYAP’tan alınan güneşin doğuş ve batış çizelgesine göre suç tarihinde gece vaktinin saat 04.09’da bittiğinin anlaşılması karşısında, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği hırsızlık suçunun sanık lehine gündüz sayılan zaman dilimi içerisinde işlendiğinin kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden ve hırsızlık suçunun gece vakti işlendiğine dair delillerin nelerden ibaret olduğu karar yerinde denetime olanak verecek şekilde açıklanıp tartışılmadan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 143. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 27/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.