Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2016/16673 E. 2019/301 K. 09.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/16673
KARAR NO : 2019/301
KARAR TARİHİ : 09.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın mala zarar verme suçundan doğan zararı gidermediğinin ve adli sicil kaydına göre daha önce kasıtlı suçtan mahkum olduğunun anlaşılması karşısında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi için aranan CMK’nın 231/6-a-c maddesinde gösterilen, “Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi” ve “Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması” nesnel (objektif) koşullarının bulunmaması nedeniyle, sanık hakkında konut dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçları yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;
Temel cezaların belirlenmesi mahkemenin takdirinde olup, gösterilen gerekçeye göre mahkemenin takdirinde bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamenin sanık hakkında kurulan hükümlerde alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğine ilişkin eleştiri düşüncesine iştirak edilmemiş; sanığın adli sicil kaydında yer alan ve TCK’nın 58. maddesinin uygulanmış olması nedeniyle ikinci kez mükerrir sayılması gereken… Asliye Ceza Mahkemesinin 05/07/2011 gün ve 2011/79 Esas 2011/411 Karar sayılı ilamı nedeniyle sanık hakkında TCK’nın 58. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış; TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş; dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.Ancak;
Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik’in 5. maddesi uyarınca şüpheli veya sanığın müdafii seçebilecek durumda olmadığını beyan etmesi halinde görevlendirilecek müdafiiye yapılacak ödemelerin yargılama giderlerinden sayılacağı ve mahkûmiyeti halinde kendisinden tahsil edileceği hususunun soruşturma aşamasında kollukta alınan ifadesi sırasında sanığa hatırlatılmaması ve CMK’nın 101/3. maddesi uyarınca soruşturma aşamasında yapılan sorgusu esnasında sanığı savunmak üzere avukatın görevlendirilmesinin yasal zorunluluğa dayanması nedeniyle tayin olunan müdafii ücretinin sanıktan tahsiline karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanun’un 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan, hüküm fıkrasının yargılama giderleriyle ilgili bölümdeki “sanık … müdafilik ücreti: 182,00 TL” ibaresinin çıkartılmasına karar verilmek suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.