Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2016/14140 E. 2019/1641 K. 31.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/14140
KARAR NO : 2019/1641
KARAR TARİHİ : 31.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
14.04.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 31.03.2011 tarih ve 6217 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’a eklenen geçici 2.maddesi gereğince doğrudan hükmolunan 3.000,00 TL dahil adli para cezasına mahkûmiyet hükümlerinin temyizi mümkün olmadığından sanık müdafiinin temyiz isteminin CMUK’nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,
2-Sanık hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz itirazlarına gelince;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/02/2009 tarih ve 2008/11-250, 2009/13 sayılı kararında da belirtildiği üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin objektif koşullarından birisi de suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi olduğu ve sanığın da suçtan kaynaklanan zararı tümüyle karşılamamış olması nedeniyle mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş, hırsızlık suçu yönünden tebliğnamenin bu husustaki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş, hüküm tarihine kadar yapılan yargılama gideri toplamı, 5271 sayılı CMK’nın 324/4 maddesinde atıfta bulunan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 106.maddesindeki terkin edilmesi gereken tutar olan 20 TL’den az olduğu halde(12,35TL), yargılama giderinin sanıktan tahsiline karar verilmiş ise de, toplam yargılama gideri kapsamında olması nedeniyle hükmün kesinleştiği tarihte sanıktan tahsili gereken yargılama giderinin yukarıda açıklanan terkin edilmesi gereken miktardan az olması halinde Devlet Hazinesi üzerinde bırakılmasının infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
a- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03/02/2009 tarih ve 2008/11-250, 2009/13 sayılı kararında da belirtildiği üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin objektif koşullarından birisi de suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi olduğu, ancak herhangi bir zararın doğmadığı veya zarar doğurmaya elverişli bulunmayan suçlar yönünden bu koşulun aranmayacağı, konut dokunulmazlığını bozma suçunun zarar doğurmaya elverişli suçlardan olmadığı gözetilmeden, mahkeme tarafından sanığın cezası ertelenirken bir daha suç işleyeceği kanaatiyle hapis cezasının ertelenmesine karar verildiği halde; adli sicil kaydında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları bulunduğu anlaşılan sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde belirtilen sanığın “kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi ve Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde takdirin gerekçelerinin kararda gösterilmesi gerekirken, “daha önce hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olduğundan” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile konut dokunulmazlığını bozma suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
b-Şikayetçiden soruşturma aşamasındaki kısmi iade nedeniyle sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına muvafakat edip etmeyeceği sorularak, sonucuna göre 5237 sayılı TCK’nın 168/1-4 maddesinde tanımlanan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden 5237 sayılı TCK’nın 168/1.maddesinin uygulanması
c- Etkin pişmanlığın soruşturma aşamasında gerçekleştiğinin kabul edilmiş olması karşısında; 5237 sayılı TCK’nın 168/1.maddesi ile uygulama yapılırken, anılan maddenin 2.fıkrasındaki indirim oranının üst sınırı olan 1/2 oranından daha fazla indirim yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde 1/2 oranında indirim yapılarak fazla cezaya hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş sanık müdaffinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin açıklanan sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde hırsızlık suçu yönünden 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 31/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.