Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2016/13736 E. 2018/15453 K. 13.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/13736
KARAR NO : 2018/15453
KARAR TARİHİ : 13.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-Sanığın hüküm tarihinde farklı yargı çevresi içerisinde bulunan Hatay (Kapatılan) H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka bir suçtan hükümlü olduğunun UYAP kayıtlarından anlaşılması karşısında; duruşmadan bağışık tutulmak istediğine dair bir talebi olmadan ve bu hususta bir karar alınmadan, hükmün açıklandığı 17.04.2014 tarihli duruşmada hazır edilmeyerek mahkûmiyetine karar verilmesi suretiyle, CMK’nın 196. maddesine aykırı olarak savunma hakkının kısıtlanması,
2-Sanığın 06.01.2014 tarihli duruşmada kendisinin cezaevinde bulunduğu için annesinin katılanın iş yerine gittiğini, katılanın kendisine hakaret etmiş olduğunu hem de 2000 TL ödenmezse şikayetinden vazgeçmeyeceğini söylediğini, kendisinin şikayetçiye sıfır telefon almayı teklif ettiğini ancak kabul etmediğini beyan ettiğinin anlaşılması karşısında, sanığa tevdi mahalli gösterilerek zararı giderme olanağı sağlandıktan sonra sonucuna göre 5237 sayılı TCK’nın 168/2. maddesinde yer alan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-Sanığın tekerrüre esas alınan Kahramanmaraş 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 24/09/2017 tarihli, 2007/201 Esas ve 2007/757 Karar sayılı, 25/01/2008 tarihinde kesinleşen mahkumiyetine konu suçun TCK’nın 141/1 maddesinde yazılı hırsızlık suçuna ait olduğu ve CMK’nın 253. maddesinde 6763 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrası uzlaştırma kapsamına alındığının ve sanığın başka da tekerrüre esas alınabilecek sabıkası olmadığının anlaşılması karşısında, tekerrüre esas alınan bu ilam sebebi ile uyarlama yargılaması yapılarak sonucuna göre sanık hakkında tekerrür hükümlerinin değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 13/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.