Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2016/12816 E. 2018/14474 K. 29.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/12816
KARAR NO : 2018/14474
KARAR TARİHİ : 29.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet, temyiz isteminin reddi

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık hakkında Mahkemenin 21/02/2012 tarih 2012/292 Esas – 2012/182 sayılı kararı ile yokluğunda hırsızlık suçundan mahkumiyet kararı verildiği, kararın Tebligat Kanunu’nun 35.maddesine göre sanığa tebliğinden sonra temyiz edilmeksizin 24/05/2012 tarihinde kesinleştirilmesi üzerine sanığın 28/04/2015 havale tarihli dilekçesiyle; yapılan tebligatın usulsüz olduğunu belirterek eski hale getirme ve temyiz isteminde bulunduğu belirlenerek yapılan temyiz incelemesinde;
Somut olayda, sanığın yokluğunda verilen kararın, sorgusu sırasında mahkemeye bildirdiği adresine gönderildiği, ancak “muhatabın adresinin kapalı olduğu” belirtilerek tebligat evrakının mahkemeye iade edildiği, bunun üzerine bu adrese Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca tebligat yapıldığı anlaşılmaktadır. Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğin usulüne uygun olarak yapılabilmesi için daha önce aynı adrese kanunun gösterdiği usullere göre bir tebligat yapılmış olması gerekmektedir. Aksi halde 35. maddeye göre tebligat yapılması mümkün değildir. Sanığın mahkemeye sorgu sırasında bildirdiği adresinde daha önce yapılmış herhangi bir tebligat bulunmadığından kendisine Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre yapılan tebligat işleminin geçersiz olduğunun anlaşılması karşısında; sanığın 24/05/2012 havale tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu, ayrıca dosya temyiz aşamasında iken yerel mahkemece dosyanın ele alınarak uzlaştırma nedeniyle davanın düşürülmesine dair 24/03/2017 tarihli kararının hukuki değerden yoksun olduğu kabul edilerek, yapılan incelemede;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ile uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup, sanığın eylemine uyan TCK’nın 141/1. maddesinde düzenlenen suçun uzlaşma kapsamına alındığı nazara alınarak, uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 29.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.