Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2016/10031 E. 2018/13161 K. 12.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/10031
KARAR NO : 2018/13161
KARAR TARİHİ : 12.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık hakkında 11/10/2011 tarih ve 2011/521 Esas, 2011/673 Karar sayılı mahkumiyet kararı ile hırsızlık suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın kesinleştiği 03/11/2011 tarihinden itibaren 5 yıllık denetim süresi içerisinde 11/05/2012 tarihinde işlediği kasıtlı suç nedeniyle ihbarda bulunan Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 15/06/2012 tarih, 2012/1158 Esas ve 2012/1296 Karar sayılı mahkumiyetine konu suçun 5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesinde tanımlanan hırsızlık suçuna ait olduğu ve 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinde 6763 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ile uzlaşma kapsamına alındığı gibi UYAP kayıtlarının incelenmesinde anılan dosyada uzlaşmanın sağlanması sebebiyle 26.02.2018 tarihli ek karar ile açılan kamu davalarının düşürülmesine karar verildiğinin anlaşıldığı, ancak sanığın UYAP’tan alınan adli sicil kaydına göre, 5 yıllık denetim süresi içinde Kalecik Asliye Ceza Mahkemesi’nin 17/02/2014 tarih ve 2013/107 E., 2014/128 K. sayılı ilamına göre hükümlü veya tutuklunun kaçması suçunu 10/05/2013 tarihinde işlediği, hükmün kesinleştiği ve açıklanması geri bırakılan kararın açıklanma koşullarının oluştuğu belirlenerek yapılan incelemede;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- 16.11.2015 tarihli bozma ilamımızda da belirtildiği üzere, sanık yakalandığında suça konu telefonu sattığı kişiyi söyleyerek müştekiye iadesini sağlamışsa da; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 26.03.2013 gün ve 2012/6-1232 esas – 2013/106 karar sayılı kararında da açıklandığı üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 763. maddesi uyarınca suça konu eşyayı bir üçüncü kişiye satmak suretiyle zilyetliği devreden sanığın artık eşya üzerinde tasarruf yetkisi kalmadığından, üzerinde tasarruf yetkisi bulunmayan eşyayı sattığı yeri göstermesi sonucu eşyanın satın alınan kişiden alınarak mağdura iadesinin 168. madde anlamında sanık tarafından gerçekleştirilmiş bir iade veya tazmin olarak kabulünün mümkün olmadığı anlaşılmakla, sanığın telefonu sattığı …’in zararının sanık tarafından giderildiğine dair dosya içerisinde herhangi bir beyan yahut tespit olmamasına karşın bozma ilamımıza uyulduktan sonra …’e ulaşılamaması durumunun sanık aleyhine değerlendirilemeyeceği şeklindeki yerinde olmayan gerekçeyle sanığın telefonu sattığı yeri göstermesi yeterli görülerek yazılı şekilde karar verilmesi,
2- 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ile uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup, sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunun uzlaşma kapsamına alındığı nazara alınarak, uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 12/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.