Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2015/6660 E. 2015/6725 K. 01.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/6660
KARAR NO : 2015/6725
KARAR TARİHİ : 01.04.2015

Hırsızlık suçundan sanık ……’nın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 492/1, 62, 522 ve 523. maddeleri gereğince 1 ay 23 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ….. ….. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/03/2009 tarihli ve 2004/718 Esas, 2009/244 sayılı kararını müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde yeni suç işlediğinden bahisle önceki hüküm açıklanarak 765 sayılı Kanun’un 492/1, 62, 522 ve 523. maddeleri gereğince 1 ay 23 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin aynı Mahkemenin 03/04/2014 tarihli ve 2014/241 Esas, 2014/178 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 10/02/2015 gün ve 2014-3368/10022 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/02/2015 gün ve 2015/54495 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre,
1- Kayden 06/11/1986 doğumlu olan sanığın, suç tarihi olan 04/06/2004 tarihinde 15-18 yaş grubunda olduğu anlaşılmakla, 15/07/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun uzlaşma hükümlerini düzenleyen 24. maddesinin 19/12/2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değiştirilmeden önceki ilk halinin, çocuklar bakımından alt sınırı iki yılı aşmayan hapis cezaları için uzlaşma yoluna başvurulmasını öngördüğü cihetle, yargılama konusu suç bakımından uzlaşma işlemleri yapılarak karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde,
2- Sanık hakkında 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 55. maddesi gereğince yaş küçüklüğü indirimi yapılmadan karar verilmesinde,
3- 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’un 4/2. maddesi gereğince sanık hakkındaki kısa süreli hapis cezasının aynı maddenin 1. fıkrasında yer alan ceza veya tedbirlerden birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde, isabet görülmediğinden 5271 Sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
5271 sayılı Yasa’nın 231. maddesinin 8. fıkrasında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde, sanığın beş yıl süreyle denetim süresine tabi tutulacağı, aynı fıkranın son cümlesinde, denetim süresi içinde dava zamanaşımının duracağı ve maddenin 11. fıkrasında, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi halinde mahkemece hükmün açıklanacağı düzenlenmiş olup, duran zamanaşımının, denetim süresi içinde işlenen suçtan dolayı verilen hükümlülük kararının kesinleşmesi koşuluyla suçun işlendiği tarihte yeniden işlemeye başlayacağı dikkate alınarak, sanığın, geceleyin yakınana ait evin balkonunda asılı bulunan halıyı yere indirip götürmeye kalkışması şeklindeki eyleminin, suç tarihi itibarıyla, 765 sayılı TCK’nın 492/1. maddesi kapsamında kaldığı ve 5237 sayılı Yasa’nın 7. ve 5252 sayılı Yasa’nın 9. maddelerine göre lehe olan 765 sayılı TCK’nın 102/4, 104/2. maddelerine göre hesaplanan yedi yıl altı aylık zamanaşımının, suçun işlendiği 04.06.2004 tarihinde işlemeye başlayıp, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 24.04.2009 tarihi itibariyle durduğu, kesinleşen sonraki mahkumiyete konu suçun işlendiği 19.05.2011 günü yeniden işlemeye başlayarak suç ve hükmün açıklandığı 03.04.2014 tarihleri arasında dolduğu gözetilmeden, hükümlülük kararı verildiği hususu belirlenmiş olup, bu yönden de kanun yararına bozma isteminde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 01.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.