YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/6641
KARAR NO : 2015/7618
KARAR TARİHİ : 14.04.2015
MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Hükümlü …. hakkında…… Asliye Ceza Mahkemesinin 17/07/2003 gün ve 524 – 426 sayılı kararı ile verilen mahkumiyet hükmünün hükümlü yönünden kesinleşmesinden sonra, hükümlünün suçu iştirak halinde işlediği diğer sanıklar müdafiinin temyizi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 22/06/2012 gün ve 3299 – 6510 sayılı ilamı ile diğer sanıklar yönünden hükümlerin hükümlü ….’ye sirayetine karar verilmeksizin bozulması, mahkemece genel yargılamaya tabi olan diğer sanıklar ile hakkında verilen karar kesinleşen hükümlü ….’ye ilişkin uyarlama yargılamasının birlikte görülerek sonuçlandırılması ve hükümlü hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi karşısında; uyarlama yargılamasının, genel yargılama hükümlerine göre sürdürülen dava ile farklı hükümlere bağlı olması nedeniyle birlikte görülemeyeceği gözetilerek, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9. maddesi uyarınca ayırma kararı verildikten sonra hüküm kurulması gerekmekte ise de; bu aşamada sonuca etkili olmadığı değerlendirilip, hakkında verilen hükmün kesinleşmesi nedeniyle bozma sonrası verilen kararın hükümlü ….. hakkında uyarlama yargılamasına ilişkin olduğundan dava zamanaşımının kesinleşme ile birlikte sona erdiği kabul edilerek ve 17/02/2009 tarihinde hükümlü hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın 05/05/2009 tarihinde kesinleştiği, denetim süresi içinde 20/06/2011 tarihinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle hükümlünün yargılanarak mahkumiyetine karar verildiği ve mahkumiyet kararının kesinleştiği belirlenerek yapılan incelemede;
Yapılan duruşmaya toplanan delillere mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun oluşan kanaat ve takdirine göre diğer itirazlar yerinde görülmemiştir. Ancak;
Hükümlü lehine kabul olunarak, uygulamanın 765 sayılı TCK hükümlerine göre yapılmasına karşın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına da hükmolunarak, karma uygulama yapılmak suretiyle hükümde karışıklığa neden olunması,
Bozmayı gerektirmiş, hükümlü müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince istem gibi BOZULMASINA, ancak bu aykırılık aynı Kanun’un 322. maddesi gereğince yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm fıkrasından 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkarılmasına karar verilmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.