Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2015/5334 E. 2015/6802 K. 02.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/5334
KARAR NO : 2015/6802
KARAR TARİHİ : 02.04.2015

Mühür bozma suçundan sanık hakkında ……. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.10.2009 tarih, 597-690 sayılı kararının, sanık müdafii tarafından temyizi üzerine, Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonunda, 19.02.2015 gün, 33246-3202 sayılı ilam ile;
“Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca, kamu davasına katılma üzerine, mahkumiyete karar verilmiş ise vekili bulunan katılan lehine, vekil duruşmalara katılmamış olsa dahi, Tarifenin ikinci kısım ikinci bölümünde belirlenen avukatlık ücretinin sanığa yükletileceği gözetilmeden dilekçe yazım ücretine hükmedilmesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
………………. Bakanlığı mührü ile mühürlü bulunan sayaca müdahale suretiyle kaçak elektrik kullanması şeklindeki eylemin 5237 sayılı TCK’nın 203. maddesinde düzenlenen mühür bozma suçunu oluşturması için ayrıca sayacın katılan kurum tarafından mühürlenmesi gerekmesi, katılan kurumun cevabi yazısında mühürleme tutanağının temin edilemediğini bildirilmiş olması karşısında, sanık hakkında mühür bozma suçundan beraat yerine yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250, 2009/13 sayılı kararında da belirtildiği üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için objektif koşullardan birisi de suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi olduğu ancak herhangi bir zararın doğmadığı veya zarar doğurmaya elverişli bulunmayan suçlar yönünden bu koşulun aranmayacağı gözetilmeden, mühür bozma suçunun işlenmesiyle doğmuş maddi bir zarar da bulunmadığı halde, suç tarihi itibari ile kasıtlı bir suçtan engel sabıkası bulunmayan sanığın “kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurulup yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususundaki kanaat” ile hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekirken “zarar giderilmediğinden” şeklindeki gerekçe ile mühür bozma suçundan 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen
hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi” nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilip, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 03.03.2015 gün, 11-2013/179764 sayılı itirazı üzerine dosya dairemize gönderilmekle; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308. maddesinin, 6352 sayılı Kanun’un 99. maddesi ile eklenen 3. fıkrası uyarınca yapılan incelemede;
Karşı temyiz bulunmaması nedeniyle eleştiri konusu yapılan hususun da sanığın kazanılmış hakkı korunmak suretiyle bozma nedeni olarak belirtilmesi gerektiğine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının KABULÜNE,
Dairemizin 19.02.2015 gün, 33246-3202 sayılı sayılı kararının KALDIRILMASINA karar verilerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre diğer temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- ………………. Bakanlığı mührü ile mühürlü bulunan sayaca müdahale suretiyle kaçak elektrik kullanması şeklindeki eylemin 5237 sayılı TCK’nın 203. maddesinde düzenlenen mühür bozma suçunu oluşturması için ayrıca sayacın katılan kurum tarafından mühürlenmesi gerektiği ancak katılan kurumun cevabi yazısında mühürleme tutanağının temin edilemediğini bildirilmiş olması karşısında, sanık hakkında mühür bozma suçundan beraat yerine yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
2- Kabule göre de;
a) Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250, 2009/13 sayılı kararında da belirtildiği üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için objektif koşullardan birisi de suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi olduğu ancak herhangi bir zararın doğmadığı veya zarar doğurmaya elverişli bulunmayan suçlar yönünden bu koşulun aranmayacağı gözetilmeden, mühür bozma suçunun işlenmesiyle doğmuş maddi bir zarar da bulunmadığı halde, suç tarihi itibari ile kasıtlı bir suçtan engel sabıkası bulunmayan sanığın “kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurulup yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususundaki kanaat” ile hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekirken “zarar giderilmediğinden” şeklindeki gerekçe ile mühür bozma suçundan 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
b) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca, kamu davasına katılma üzerine, mahkumiyete karar verilmiş ise vekili bulunan katılan lehine, vekil duruşmalara katılmamış olsa dahi, Tarifenin ikinci kısım ikinci bölümünde belirlenen avukatlık ücretinin sanığa yükletileceği gözetilmeden dilekçe yazım ücretine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının gözetilmesi suretiyle BOZULMASINA, 02/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.