Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2015/4407 E. 2015/8201 K. 20.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4407
KARAR NO : 2015/8201
KARAR TARİHİ : 20.04.2015

Tebliğname No : 2 – 2013/365664
MAHKEMESİ : Menemen 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 10/10/2013
NUMARASI : 2013/248 (E) ve 2013/656 (K)
SUÇ : Karşılıksız yararlanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Mahkemece yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporunda, sayacın kaydettiği tüketim yönünden kaçak elektrik kullanımının söz konusu olmadığının belirtilmesi karşısında, sanığa atılı karşılıksız yararlanma suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı anlaşılmakla, mahkemece sanığın savunması doğrultusunda araştırma yapılmaması sonuca etkili görülmemiştir.
Yapılan duruşmaya toplanan delilere, gerekçeye hâkimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 20/04/2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY
Sanık A.. C.. hakkında 17/01/2013 tarihinde …. Mahallesi, …… Sokak, No: …….-…./….. ……. Menemen adresindeki ticarethanede abone olmadan sayaç bağlamak suretiyle kaçak enerji kullandığından dolayı Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı düzenlenmiş ve bu tutanağa dayanılarak 20/03/2013 tarihinde iddianame düzenlenerek 5237 sayılı TCK’nın 163. maddesi gereğince cezalandırılması için kamu davası açılmıştır. Tespit anında sayacın gösterdiği endeks; 23335 Kwh olup, kaçak kullanılan bu elektrik miktarından dolayı katılan kurum sanıktan 47.272 TL talep etmiş, ancak sanık ödemede bulunmamıştır.
Sanık tutanak tutulan zemin katın bulunduğu dairenin 2. katında oturduğunu, tutanak tutulan yer ile ilgisinin olmadığını, sayacı kardeşi A..’in bağlattığını, bu işyerini bir ay kullandıklarını, aboneliğin olup olmadığını bilmediğini, suça konu yerin ağabeyine ait tapulu yer olduğunu, işyeri olarak kullandığını ve elektriği onun bağlattığını bildirmiştir. Kovuşturma aşamasında bu işyerini hiç kullanmadığını bildirmiş, atılı suçu kabul etmemiştir. Bu konuda tanık olarak bu yeri kullanan A.. ile elektriği bağlayan A.. U.. ve N.. C..’ın dinlenmesini talep etmiş, bu kişiler dinlenmemiş ve sanığın talebi ile bu tanıkların dinlenmesinden vazgeçilmiştir.
Olay yerinde elektrik mühendisinin katılımı ile keşif yapılmış, olay yerinin zemin ve 3katlı bir bina olup zemin katının üç dükkandan ibaret olduğu, bunlardan birinin garaj, diğer ikisinin depo olarak kullanıldığı, bu üç dükkanda toplam 8 adet 140 wattlık floresan lamba olduğu, ayrıca bahçede bir adet 2 Kw artezyan pompası olduğu, suça konu yerdeki sayacın imal yılının 2003 olduğu, bilirkişi tarafından bu sayacın 01/01/2004 yılında takılmış olabileceği, 01/01/2004 tarihi ile suç tarihine kadar 3304 gün kullanıldığı, bu durumnda 30 günlük tüketimin 212 Kw olduğu ve suça konu yerdeki elektrikli aletlerin miktarına göre aylık 212 Kw elektrik kullanımı uygun olup sayacın doğru kaydetmesini engelleyecek fiziki bir müdahalenin bulunmadığı ve bu nedenle kaçak elektrik tüketimi olmadığı yönünde kanaat bildirilmiş, bu rapora dayanılarak sayacın tüketimi doğru kaydetmesini engellemeye yönelik bir müdahale olmadığı gerekçesi ile suçu sabit olmayan sanığın beraatine karar verilmiş ve dairemizce oyçokluğu ile bilirkişi raporu içeriğine göre sanığın atılı suçu işlemediğine ilişkin savunmasının araştırılmasına gerek görülmeyerek beraat kararının onanmasına karar verilmiştir.
Öncelikle sanığın suça konu yerle ilgisinin bulunmadığına yönelik savunması araştırılmamış, bilirkişi raporu içeriğine göre sanığın beraatine karar verilmiştir. Halbuki bu araştırma yapılsa idi belki sanığın suça konu yer ile ilgisinin bulunmadığı belirlenecekti.
Dairemiz çoğunluğunun bilirkişi raporuna göre sanığın eyleminin suç oluşturmadığı gerekçesi ile beraatine ilişkin kararın onanması görüşüne katılmıyorum.
Bunun gerekçesini açıklamak istiyorum:
5234 sayılı TCK’nın 163/3 maddesi “Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun veya doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi halinde kişi hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” şeklindedir.
Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektriğin, suyun veya doğal gazın sahibinin rızası olmadan kullanılması ve tüketim miktarını engelleyecek şekilde tüketilmesi halinde suçun oluşacağı belirtilirken “ve” bağlacının kullanılması nedeniyle maddede öngörülen her iki koşulun birlikte oluşması gerektiği dairemiz çoğunluğu tarafından ileri sürülmekte olup, bu şekilde yapılacak değerlendirmeye göre hemen hemen kaçak kullanımların birçoğu suç olarak kabul edilmeyecektir.
Halbuki abone olmadan elektrik kullanılması halinde suçun oluştuğunun kabulü gerektiği gibi abone olunup sayaca müdahale edilmesi halinde de suç oluşacaktır.
Kişinin kuruma haber vermeden ve abone olmadan sayacı takıp sayaca müdahale etmeden elektrik kullanması halinde suçun oluşacağının kabulü gerekir. Çünkü bu tür bir kullanıma kurumun rızası yoktur. Eğer sanık bir sayaç takmış ve sayaca müdahale etmeden uzun süre elektrik kullanmış ise, sanığın neden abone olmadığı araştırılıp haklı bir mazeretinin olmadığı hallerde suçun oluştuğunun kabulü gerekir. Ruhsat sorunları veya kendisinden önceki abonenin borcundan dolayı abone yapılmaması halinde sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine bende katılıyorum. Ancak hiçbir mazereti olmadan abone olmayıp elektrik kullanan sanığa yüklenen suçun oluştuğunun kabulü gerekir.
Kurum gerekli takibi yapıp elektriği kesebileceği ve alacağını hukuk mahkemelerinden isteyebileceği gerekçesi ile beraat kararı verilebileceği görüşüne katılmak mümkün değildir. Mazereti olmadan ve abone olmadan taktığı sayaçtan geçirmek suretiyle elektrik kullanan kişi yönünden, kurumun gerekli denetimi yapıp alacağını yasal yollarla alabileceği şeklindeki gerekçe maddenin özüne aykırıdır. Somut olayımızda olduğu gibi; 01/01/2004 tarihi ile 17/01/2013 tarihleri arasında, 9 yıldan fazla bir süre mazeretsiz bir şekilde abone olmadan ve bu süre içerisinde ödemede bulunmak için bir başvuruda bulunmadan elektrik kullanan kişinin karşılıksız yararlanma kastının olmadığını ve kurumun sayaçta belirlenen miktarın karşılığını hukuk mahkemesine başvurarak alma imkanının bulunduğu ileri sürülerek sanık hakkında verilen beraat kararının yerinde olduğunu kabul etmek kanımca doğru değildir. Aksi halde sadece abone olmadan ve sayaç taktırmadan doğrudan kaçak hat çekmek dışındaki tüm kullanımlar suç oluşturmayacaktır.
TCK’nın 163. madde başlığı karşılıksız yararlanmadır. Her olayda karşılıksız yararlanma kastının olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Abone olmadan ve kuruma haber vermeden sanık tarafından takılan sayaca ( bu sayaca sanığın her zaman müdahale etmesi ve bu müdahalenin tespit edilememesi yanında sayacı değiştirmesi de mümkündür) müdahalede bulunulduğu tespit edilmediği sürece sanık ne kadar kullanırsa kullansın, kullanılan miktar karşılığının tahsilinin mümkün olması nedeniyle atılı suçun oluşmayacağının kabulü ile sanığın beraatine ilişkin kararın onanması yönündeki çoğunluk kararına, sanığa atılı suçun yapılacak araştırma sonucuna göre kaçak kullanımın sanık tarafından gerçekleştirildiğinin belirlenmesi halinde suçun oluşacağı ve mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği düşüncesinde olduğum için katılmıyorum.